🦖 Bir Şeyden Emin Olamama Duygusu
Sen zaten yaptıklarınla ve çabaladıklarınla en iyisisin. Bunları düşünerek kendini kısıtlama engel olma. Emin ol işte o zaman her şey kendiliğinden oturacaktır. Mükemmeliyetçilik zor bir iştir. Hiçbir şeyden tatmin olmamak büyük bir mutsuzluk getirir ve bütün motivasyonunu kaybetmene neden olur.
Şüpheveya Kuşku, bir insanın, bir olay karşısında duyduğu emin olamama duygusu veya güvensizlik duygusudur. Şüphenin en genel tanımı ise; "inanç ve inançsızlık arasında kalan duygu"dur. Şüphe, çoğu insan için olağan bir duygu olsa da, kimi zaman bu duygu gereksiz veya aşırı olarak belirebilir. Aşırı şühe duyan
MELİSADÜZAY 10/E FELSEFE - Eşleştir. felsefe - İnsanın aklını ve düşünme yeteneğini kullanarak soru-cevap arama etkinliğidir, Öz Bilinç - kendi üzerine düşünme, kendinin farkında olma durumudur , filozof - felsefe biliminin gelişmesinde katkıları olan düşünür , Refleksif - Düşünsellik, Bir şeyin kendi kendine
Bu duygu hüzünle mutluluk arasındaki bir sarkaçta gidip gelecektir. Dış dünyada yaşadığımız olaylar ve etkiler ruhumuzda duygusal bir yansıma bulacaktır. Muhtemelen insanoğlunun yaratılışındaki yalnız olamama duygusu veya genetik açılımı, insanı hep birileriyle birlikte yaşamaya sürüklemiştir.
Birşeyden emin olamama duygusu google play uygulamalarını sd karta indirme: özlem pansiyon çorlu - cumhurbaşkanına nasıl ulaşabilirim telefon numarası
Guekip tv izle. malatya pasif, benim sevgilim kim. sevgili tanıma testi. Tr cam4 com: erkeği tahrik etmek, gozden uzak olan gonulden irak olurmus. erzurum sohbet Twitter dul emine canlı sohbet hattı whatsapp iyi akşamlar mesajı arkadaşlara, numara nasıl dağıtılır Muhabbet edilecek konular: 20 mart yükseleni bedava telefon numarası. yeliz değirmenci Instagramdan kızla tanışma
Bizimgibi yaşlarda, belli bir yaşa gelmiş, artık 45-50 yaşına gelmiş insanlarda ya da 30 yaşına gelmiş insanlarda bunu ebeveynlerin yapmasını beklemek mümkün değil, kişinin kendisinin artık eyleme geçmesi gerekir. Değersizlik duygusu olan birisi nasıl bir hayat yaşıyor, bu kişilerin hayatında ne gibi olumsuzluklar olur?
Bu kişinin kendi ruhsal acısını bilmek istememe, ötekinin ruhsal acısına karşı aldırmazlık durumudur; kişi, ilgilenmek ve bilmek istemez. Histeride semptomların esnekliğini, kolayca değişebildiğini görürüz. Çünkü esas olan ötekinin ilgisini çekmektir, semptomlar da ötekine göre değişebilir.
Ama küçükken ailesinin kendini sevip sevmediğinden emin olmayan ve boşanma tecrübesi yaşamış olan bir anne, insanlara ve dünyaya güvenmekte zorluk çekebilir. Tıpkı her şeyden korkan bir anne tarafından yetiştirilmiş bir kadının, ‘tehlike her yerdedir’ mesajını benimseyip, hiçbir şeyden emin olamaması gibi.
Buamaçla hep eskiye, geçmişe dönüp yakalayacağımız farklı bir ipucuna tutunarak yol almaya çabalıyoruz. Peki şüphe nedir aslında? Kaynaklar, kişinin bir olaydan dolayı duyduğu güvensizlik ve emin olamama duygusu olarak tanımlıyor şüpheyi. İnanmakla inanmamak arasında kalmış bir duygu belki de. İnsanız hepimiz.
Güvensizlik hissi ve şüphe ile yaşanan bir hayatta hiçbir şeyden emin olamama duygusu yaşamak kaçınılmazdır. Kişi ne kendine ne de başkalarının ona yönelik hislerine tam olarak güvenebilir. Gününün her anını rahatsızlık içinde geçiren kişilerin pek çoğunda bu duygulanımlar hakimdir. Güvensizlik duygusu bize çocukluğumuzdan miras olabilir. Anne, baba, ve ilk
Turkcellaskin gucu 2222 ye mesaj gönderemiyorum. gaziantep bayan is ilanları yeni, akrep erkegi ask, happy ucretsiz indirSanal seks cümleleri: bir erkeğin seni arzuladığını nasıl komik ask sozleri anlarsın jigolo alanya sanal gerçeklik mesajlaşırken erkekler nelerden hoşlanır seks Ilk mesajı kadın atarsa vakıfbank burs kartı
L1DzsL. rezervuarkedisiMay 21, 20213 min readPhoto by Vivek Doshi on UnsplashKafan o kadar uzun zamandır karışık ki olması gerekenin bu olduğuna eminsin. Bu kargaşa, ne zaman başladığını kestiremediğin ancak iyice yerleştiğini hissettiğin hüzünle yan yana duruyor. Aksi, hiçbir ihtimale dahil olamamış, haberin yok. Yorucu ama bildik, senin ve zamandır hikayelerinin kahramanı da muhatabı da sensin. Herkesi nasıl anlayıp nereye yerleştirdiysen doğru kabul ediyor, bunu sorgulamayı aklına bile getirmiyorsun. Herkes ve her şey…
Siz de sürekli bu deli sorulara cevap bulmaya mı çalışıyorsunuz? Bütün gününüzü kendinizi kocaman kara bir boşlukta hissetmenize neden olan sebepleri arayarak mı geçiriyorsunuz? Etrafınızdaki mutlu insanlara boş, anlamsız gözlerle bakıyor, onların mutluluk kaynaklarının ne olduğunu anlamaya mı çalışıyorsunuz? Ama ne yapsanız da dilinize yapışıp kalmış “hiçbir şeyden mutlu olamıyorum” cümlesini tekrar tekrar söylemekten kurtulamıyor musunuz? Peki, bu durumu değiştirmek için gerçekten uğraştığınızı söyleyebilir misiniz? Mutlu olmak için yaşam tarzınızı gözden geçirip, sizi bu hale sokan problemleri bulmaya çalıştınız mı? Yoksa mutlu olamayışınızın altında hiçbir neden olmadığını mı düşünüyorsunuz? Hani derler ya “Görünürde hiçbir derdim yok. Her şeyim tamam. Nedenini bilmiyorum ama çok sıkıldım. Öyle robot gibi yaşıyorum, çok zorda kaldığımda başkalarını kırmamak için yalandan gülümsüyorum, sahte “iyiyim” sözleriyle durumu geçiştirmeye çalışıyorum.” Siz de böyle bir durumun içerisinde olabilir misiniz? Peki, o zaman şuna cevap verin. Asıl sorununuz, hiçbir sorununuz olmadığını düşünmeniz olabilir mi? Evet, belki de hayattan zevk almak için ne yapmanız gerektiğini bilmiyorsunuzdur. Belki sözüm ona “mutlu olmak için her şeye sahibim” dediğiniz ve gayet yeterli olduğunu düşündüğünüz şeyler aslında hiç ama hiç yeterli değildir. Belki de daha fazlasını yaşamanız gerekirken aza kanaat etmeye çalıştığınız içindir içinizdeki doldurulmaz boşluk! Eksikliğinizin nedeni tutkunuzun olmamasıdır. Ya da bakış açınızdır. Veya çok uzun zaman önce yaşadığınız travmalardır. Bunun o kadar farklı nedeni olabilir ki! Zaten ilk olarak düşünmeniz gereken şey de bu! O yüzden lafı daha fazla dolandırmadan, alt başlıklara geçelim diyorum. Çünkü şimdi konuşacaklarımız sayesinde “neden mutlu olamıyorum” cümlesinden kurtulacağınızı ümit ediyorum. İşte hiçbir şeyden mutlu olamayan insanlar için etkili öneriler Yakınmak Yerine Nedenini Anlamaya Çalışın! Çünkü altında yatan nedeni bulamadıktan sonra, sorununuza çözüm bulamazsınız. İşte bu nedenle; “neden hiçbir şeyden keyif alamıyorum” demek yerine probleminizin kaynağını bulmaya çalışmalısınız. Bunun için de hayatınızdaki her şeyi en ince ayrıntısına varana kadar düşünmelisiniz. Mesela; ne zamandır mutsuz hissettiğinizi düşünerek işe başlayabilirsiniz. Böylece sizi üzüp yoran şeyleri daha kolay bulursunuz. Ayrıca işinizi, yaşadığınız evi, yaşam tarzınızı, ilişkilerinizi, başarılarınızı, yenilgilerinizi, nelere ilgi duyduğunuzu, kısacası kendinizle alakalı her şeyi baştan aşağıya düşünmelisiniz. Bunu yaparken dürüst olmaya özen göstermelisiniz. Şimdiye kadar kendinizi “bir şekilde düzelir, sanki herkes istediği hayatı mı yaşıyor, bunlar da geçer” gibi sözlerle kandırdığınız şeyleri de gün yüzüne çıkarmalısınız. İnanın bana, istediğinizde nedenin ne olduğunu gerçekten anlayacaksınız. İlgili İçerik Mutlu Olmayı Engelleyen Davranışlar Hiçbir Şeyden Mutlu Olamama Hastalığından Kurtulmak için İstekli Olun! Belki depresyon, belki doyumsuzluk, belki ulaşılması mümkün olmayan hayaller peşinde koşmak, belki de amaçsızlık! Siz ona ne ad verirsiniz bilemiyorum ama hiçbir şeyden mutlu olamama hastalığını yenmek için istekli olmanız gerektiğini çok iyi biliyorum. Hayatın renklerini göremediğiniz, etrafınızdaki her şeyin grileştiği, hiçbir şeyin sizi heyecanlandıramadığı bu dönemi bir hastalık olarak düşünmelisiniz. Ve günümüzde pek çok kişinin bu hastalıktan şikayetçi olduğunu bilmelisiniz. Yalnız olmadığınızın farkına varmanız gerektiğini ve isterseniz pekala bu hastalıktan kurtulabileceğinizi söylüyorum! Hem de açık ve net olarak! Mutluymuş gibi Rol Kesmekten Vazgeçin! Hani o sahte gülüşleriniz var ya! Hani kendinizi güçlü gibi göstermek için deli gibi çaba sarf ediyorsunuz ya! Hani inanmayarak, içinizden “hiç iyi değilim” diye sessizce bağırarak yalandan “iyiyim” diyorsunuz ya! İşte bunları yapmayın! Çünkü bu sizin yaşadığınız şeyi inkar etmenize, doğal olarak da mutsuzluğunuza çare bulamamanıza neden olan sebeplerdir. Tamam, gülümsemek için kendinizi zorlayabilirsiniz. Veya “evet, iyiyim, iyi olacağım” gibi içsel cümlelerle kendinizi ikna etmeye de çalışabilirsiniz. Ama bunları inkar etmek için değil de iyileşmek için yaptığınızdan emin olmalısınız. Uzun lafın kısası; mutluymuş gibi rol kesmekten vazgeçmelisiniz. Mutsuz olduğunuzu kabullenerek mutlu olmak için uğraşmaya başlamalısınız. Hayatınıza mutluluk ve neşe getirecek şeyler hakkında araştırma yapmalısınız. Rutininizi Değiştirin! Her gün aynı şeyleri yapmak, işinize aynı yoldan gitmek, aynı saatte uyanıp, hazırlık telaşını yaşamak, akşam olduğunda yine aynı yorgunlukla aynı koltuğun üzerine kendini atmak! Hayattan keyif alamamanıza neden olan şey acaba bu aynılıklar olabilir mi? Kendinizi hep aynı şeyleri yapmaya zorlayarak mutsuz ediyor olabilir misiniz? Evet, belki de mutsuzluğunuzun nedeni sürdürdüğünüz robotik yaşantınızdır. İçinizin sıkılmasına, hayattan keyif alamamanıza neden olan şey hiç farklılık yapmamanızdır! İşte bu yüzden size rutininizi değiştirmeniz gerektiğini söylüyorum. Küçük ya da büyük farklılıklarla o sıkıcı kısır döngünüze renk katmanızı, değişikliğin her zaman insana iyi geldiğinin farkına varmanızı istiyorum. Mesela; her gün yeni ve farklı bir şey yaparak rutininizin dışına çıkabilirsiniz. Ne bileyim; iş yerinize gitmek için farklı bir yol kullanabilirsiniz. Akşam eve gitmek yerine size iyi gelen bir arkadaşınızla buluşabilirsiniz. Sabah biraz daha erken kalkıp dışarıda tek başınıza kahvaltı etme keyfini sizi mutlu edecek yeni şeyler bulabilirsiniz. İyilik Yapın! Emin olun, iyilik yapmak size hiç düşünmediğiniz kadar iyi gelecek. Hani derler ya mutluluk bulaşıcıdır diye, işte bu sözün ne kadar doğru olduğunu bilmelisiniz. Çünkü Karl Marx’ın da dediği gibi “En mutlu insan, başkalarını mutlu eden insandır.” Bunu düşünerek, başkalarını mutlu etmek için uğraşmalısınız. Daha çok iyilik yapmaya başlamalısınız, onların tebessümlerinin size de bulaşmasına izin vermelisiniz. Mesela; sokak hayvanları için iyi bir şeyler yaparak işe başlayabilirsiniz. Evinizin ya da apartmanınızın bahçesinde onlar için barınaklar yapabilirsiniz. Beslenmelerine yardımcı olabilirsiniz ve onların da sevilmeye ihtiyaç duyduklarını aklınızda bulundurarak sokak hayvanlarına şefkat gösterebilirsiniz. Veya daha önce hiç yapmadığınız bir şeyi yapıp ömürlerinin geri kalanını huzurevlerinde geçirmek durumunda olan yaşlıları ziyaret edebilirsiniz. Hasta çocuklar için yapılan organizasyonlara katılabilirsiniz. Birkaç saatinizi onlara moral kaynağı olmak için harcayabilirsiniz. Yolda gördüğünüz bir yaşlının elindeki poşetleri taşımasına yardımcı olabilir, bir çocuğa karşıya geçmesi için eşlik edebilirsiniz. Zorlandığı her halinden belli olan mesai arkadaşınızın işini hafifletebilirsiniz. Kısacası daha çok iyilik yaparak kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Yaşadıklarınızı Daha Net Görmek için Yazmaya Başlayın! Hiçbir şeyden keyif alamıyor, hiçbir şey karşısında heyecanlanmıyorsanız o zaman bir de bu öneriyi değerlendirmelisiniz derim. Çünkü yazmak; hissettiklerinizi çok daha iyi anlamanıza, canınızı sıkan şeyleri çok daha net görmenize yardımcı olacaktır. Rahatlamanızı, hatta kendinizi tıpkı bir dostunuzla dertleşmiş gibi hafiflemiş hissetmenizi sağlayacaktır. Kaleme aldığınız her bir kelimeyle ruhunuzdaki paslar biraz daha silinecek, her cümleyle biraz daha özgürleşeceksiniz. Dediğimin ne kadar doğru olduğunu görmek için hemen bugünden itibaren yazmaya başlayabilirsiniz. Yani size günlük tutmaya başlamanızı öneriyorum. Her akşam eve gittiğinizde yaşadıklarınızı ve aklınızdan geçenleri yazdığınızda, düzeltmeniz gereken noktaların farkına çok daha iyi varacağınızdan emin olabilirsiniz. İlişkilerinizi Gözden Geçirin! Belki de ilişkileriniz yüzünden bu haldesinizdir. Belki de etrafınızdaki ruh emiciler bütün enerjinizi sömürüyorlardır. Yaşam enerjinizi tüketen durumlar hakkında bu yazıdan bilgi alabilirsiniz. Belki de onlarla uğraşmaktan kendinize vakit ayıramıyor, onların sorunlarını çözmekten kendi sorunlarınızı çözmeye sıra gelmiyordur. Evet, hayattan zevk almıyorum diyen insanların çoğuna baktığımızda etraflarının onlara zarar veren kişiliklerle dolu olduğunu görüyoruz. İşte bu nedenle siz de problemin çevrenizdekiler olabileceğini düşünmeli ve hayatınızdaki insanları bir bir değerlendirmelisiniz. Örneğin; problemli arkadaşlarınız var mı? Sürekli sorun yaşayan, acıların çocuğuymuş gibi bezgin bezgin duran yakınlarınız mı var? Veya her şeyi sizden bekleyen, hep alttan almak zorunda kaldığınız bir sevgiliyle başa çıkmaya çalışıyor olabilir misiniz? Yoksa yıllar önce bitmiş olmasına rağmen sırf çocuklar için sürdürmeye çalıştığınız eşiniz mi sizi bu hale sokan? Uzun lafın kısası sevgili okurlarım; etrafınızdaki insanların mutluluğunuz üzerinde büyük bir etkiye sahip olduklarını bilmelisiniz. İlginizi Çekebilir İlişkinizin Geleceği Olmadığının Açık İşaretleri Spor Yapın! İnanın bana, bunun faydasını göreceksiniz. Zaten pek çok uzmanın da depresyon, panik atak, anksiyete gibi rahatsızlıklar yaşayan hastalara spor yapma önerisi verdiğini biliyoruz. Kaldı ki yapılan pek çok araştırma sağlam kafanın sağlam vücutta bulunabileceğini kanıtlıyor. Çünkü hareket ettiğimizde serotonin, endorfin gibi mutluluk hormonları daha fazla salgılanmaya başlıyor. Ayrıca kan akışı hızlandığı için beyin daha fazla çalışıyor ve stres seviyesi azalıyor. Tüm bu faydalarının yanı sıra spor yapmak kilo vermek ve fit bir vücuda sahip olmak için de oldukça gerekli. Sonuçta; insan kendisiyle ne kadar barışık olursa o kadar mutlu olur, değil mi? İşte tüm bunları aklınızda bulundurmalısınız ve üzerinize yapışıp kalmış miskinlikten kurtulma zamanının geldiğini anlamalısınız. Tamam, canınız hiçbir şey yapmak istemiyor olabilir. Spor yapmak şu anda gözünüze dünyanın en zor işiymiş gibi görünebilir. Ama birkaç kez zorladıktan sonra kendinizi çok daha iyi hissedecek, enerjinizin ne kadar yükseldiğini kısa süre içinde anlayacaksınız. Son olarak sadece deneyin ve görün diyorum. Sahip Olduklarınız için Minnet Duyun! Hani en başta da konuşmuştuk ya! Hani “her şeyim var ama yine de mutlu değilim” diyordunuz ya! İşte tam da bu konuya geldik. Çünkü siz söylediğiniz şeyle kendi kendinizi çürütüyorsunuz. Zira ihtiyacınız olan her şeye sahip olup da mutlu olmamanız mümkün değil! Orada ya istediğiniz her şeye sahip değilsinizdir ya da sahip olduğunuzu düşünüyorsunuzdur. Diğer bir deyişle; büyük ihtimalle siz de minnet duymayı bilmeyenlerdensiniz. Sahip olduğunuz şeylerin değerini bilmiyor, onları savurganca kullanarak kendinizi mutsuz ediyorsunuz. Örneğin; yerinizde olmak için her şeyini verebilecek olan hasta insanları bir düşünün! Hayatı hastanelerde geçen ama hala yaşamaya tutunmaya çalışan insanları anımsayın! Kimsesi olmayan insanları, tek başına ayakta durmaya çalışanları hatırlayın! Yani düşünün! Evinizi, ailenizi, sağlığınızı, işinizi, sizi sevenleri, başarılarınızı, yaşanacak daha bir sürü güzel gününüz olduğunu… Ruhunuza Özen Gösterin! Hiçbir şeyden mutlu olamamak yerine hayattan keyif almak için yapmanız gereken bir diğer de ruhunuza özen göstermek! Bunun için de içsel bir yolculuğa çıkmalısınız ve size nelerin iyi geleceğini düşünerek işe başlamalısınız. Ruhunuzu iyileştirmek için yaralarınızı sarmanın yolunu bulmalısınız. Bu noktada kendinize uygun yöntemleri belirlemelisiniz. Sonuçta; her şey herkese iyi gelmez, değil mi? Bu tıpkı yalnızlığın kimilerine ilaç gibi gelirken kimilerine ceza gibi gelmesine benziyor. İşte bu nedenle de sizin için doğru olan yöntemi bulmanızı öneriyorum. Ama tabii size hiç fikir vermeyecek de değilim! Örneğin; negatif cümleler yerine pozitif cümleler kullanmalısınız. İçinizden geldiği gibi davranmaya çalışmalısınız. Hayır demek istediğiniz insanlara boyun eğmekten vazgeçmelisiniz. Geçmişi geçmişte bırakmayı öğrenip, geleceğe umutla bakmaya alışmalısınız. Her gün mutlaka ama mutlaka kendinize zaman ayırmalısınız. Yarım saatliğine de olsa kalabalıktan uzaklaşıp tek başınıza kalmalısınız. Kıyaslamalardan, size gerçek anlamda mutluluk vermeyecek gereksiz isteklerden vazgeçmelisiniz. Parayı odak noktanıza koymamalısınız. Nefes egzersizleri yaparak rahatlamayı öğrenmelisiniz. Haftada bir kez mutlaka doğaya kaçmalısınız. Kısacası; ne yaparsanız yapın ama ruhunuza özen göstermeyi sakın ola unutmayın. Zira hiçbir şeyden mutlu olamama hastalığına yakalanma nedeniniz de ruhunuzu ihmal etmiş olmanız! İlgili Yazılar Ruhunuzdaki Karmaşadan Kurtulmak için Kullanabileceğiniz Etkili Yollar Bedeninizle Birlikte Ruhunuzu da Canlandıracak Öneriler Hem Cüzdanınızı Hem de Ruhunuzu Rahatlatacak Öneriler Profesyonel Destek Alın! Verdiğiniz bütün çabaya rağmen hala aynı dertten muzdaripseniz, o zaman bir uzmanla görüşmek için harekete geçmelisiniz derim. Zira görünen o ki sorununuz tek başınıza çözemeyecek kadar büyük! İşte bu nedenle; bir profesyonele derdinizi anlatmalısınız. Çağımızın yaygın problemi olan hiçbir şeyden keyif alamama sorununuzu çözmek için konunun uzmanıyla birlikte çalışmalısınız. Emin olun, anlattığınızda rahatlayacak, karşınızdaki kişinin sözleriyle kendinizi çok daha iyi hissetmeye başlayacaksınız. Hatta büyük ihtimalle o zamana kadar beklemiş olduğunuz için kendinize kızacak, profesyonel desteğin ne kadar işe yaradığını hissedilir bir şekilde göreceksiniz.
Şüphe, kişinin bir olaydan dolayı duyduğu güvensizlik ve emin olamama duygusu olarak yaşanır. Bu duyguyu inanç ve inançsızlık arasında kalmış bir duygu olarak tanımlayabiliriz. İnsanlar bunu bazı hallerde gereksiz ve aşırı yaşanan bir duygu olarak kabul edebilir. Şüphe duygusunu aşırı uçlarda yaşayan kişiler paranoyak ya da kuşkucu olarak adlandırılır. Bu duygu bir yargıdan ya da hükümden önce yaşanan tereddütle birlikte ortaya çıkmaktadır. Bunun nedenleri yaşanan olayın inandırıcılığıyla bağlantılıdır. Bu etki kişiden kişiye değişim göstermektedir. Paranoyak kabul edilen kişiler çoğu hallerde tereddüt yaşamaktadır. Psikologlara göre şüphe kişinin kendi fobisi olduğu görüşünü yansıtır. Şüphe duygusu insanlara göre doğru bilgilere ulaşmak için kullanılan bir bir hastalık mıdır?Psikolojik hastalıkların hastalık olarak görülebilmesi için yaşamı etkisi altına alması ve kişilerin işlevselliğini bozması gerekir. İnsanlar yapıları gereği günlük hayatlarında değişik olaylardan dolayı şüphe duygusunu yaşar. Bu duygular genellikle hayatı etkilemeden yaşanır. Ancak bazı kişilerde bu etkiler geçici olmaz. Düşüncelerinde sürekli olarak kendilerine gelecek zararları, aldatılmaları var ederek, yaşam kalitelerini bozacak düzeyde bir yaşam sürerler. Düşünceleriyle doğru orantılı kanıtları ararlar, bunları şüphe duydukları olaya uydurmaya çalışırlar. Düşüncelerini doğrulayacak öfke duygusunu yaşar, mutsuzluk ve kaygı duyarlar. Bu aşamadan itibaren şüphe yerini psikolojinin hastalık olarak kabul ettiği paranoyaya bırakır. Bu etkilerin önü alınamadığından, toplumda bireylere zarar verici eylemler yaşanmaya başlar. Kişiler şüphelerinin doğru olduğu düşüncesini taşıdığından, tedavi için bir harekette bulunmaz. Bu kişilerin tedavi olması çevresinden gelen etkiler doğrultusunda gerçekleşir. Kişiyi tedavi olması gerektiğine ikna edecek bir yakını varsa, bu zararlı düşüncelerinden kurtulabilir. Paranoya sahibi kişilerin yakınları, şüphelerinin böyle olmadığını anlatırken kişi öfkeye kapılabilir, karşısındakine güvensizlik duygusu içine girebilir. Bu nedenle bu hastaların ikna edilmesi için çaba gösterilmeden, tedavi olmaları konusunda ikna edilmesi sağlanmalıdır. Paranoya yaşayan kişilerin bunu daha ileriye götürmesine izin vermeden, tedavi olmaları sağlanmalıdır. Şüphe ve paranoyadan kurtulmak için ne yapılmalıdır?Bu etkileri aşmak için öncelikle bir sorunun varlığı kabul edilmelidir. Kendinizin düşüncelerine ve davranışlarınıza değer vermeniz ve bunları telafi etmek için çaba göstermeniz gerekir. Bunu sağlamak için başkalarıyla kendinizi eşit olarak görmeniz gerekir. Bu davranış size başka insanlardan şüphe duymamanızı sağlayacaktır. Düşüncelerinizde yaşattığınız şüphelerin doğruluğunu öğrenmeye çalışmak etkili bir davranış olacaktır. Şüpheli düşüncelerinizi doğrulayacak cevapları bulabilmek için kendinizi sorgulamanız gerekir. Duyduğunuz ve öğrendiğiniz konuların yalan ya da doğru olduğu konusunda araştırma yapmalı, bunlara ne derece güveneceğinizi değerlendirmeli, olmayan konulara varmış gibi değer vermemeli, insanları yaşamınıza alma konusunda şüpheci olmamalısınız. Kendinizi yöneten birilerinin olup olmadığını, tavırlarınızın başkaları tarafından ne derece desteklendiğini, bu kişilere ön yargıyla yaklaşıp yaklaşmadığınızı sorgulamalısınız. Bu düşünce ve davranışlar çocukluk döneminde yaşanan travmalardan ya da çevresel etkilerden dolayı oluşmuş olabilir. Kişiler kendisini koruma yolu olarak şüphe etmeyi uygun gördüğünden, başkalarının kendisine yaklaşmasına izin vermez. Bu etkilerden kurtulmak için kişiler profesyonel destek almalıdır. Kendinizde olan güven eksikliğini karşınızdakini dinleyerek, tarafsız olarak ve sabırlı davranarak aşabilirsiniz. Son Güncelleme 000256 Şüphe ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz. 4 Yorum Yapılmış "Şüphe" Ben asiri supheci bir insan oldum ciktim...her kavga ettigimiz de beni aldatti ortam yapti aldatmaya meyil verdi kavgavediyoruz bi arkadasimin ismini veriyo buna iyi tane bayan surekli ariyor rahatsizcediyordu bizim birbirimizi sevdigimizi bile bile...artik o kisi aramiyor..ama ben artik guvenmiyorum arkadasim biraz geciktimi nerde napiyor hangi kadinin arkadasiyla cok samimi oraya gidiyor o bile suphe yani kesin bi kadin var sen onun icin gidiyosun diyorum..telefon hic dusmuyor elindrn ya surekli facebook ta e arkadaş larinida biliyorum.. lutfen bu konuda bana yardim beni aldattigini düşünüyorum istediği kadar yemin etsin biraz iyi oluyor en ufak biseyde eski dusuncelere geri donuyorum vr ondan uzaklasiyorum..nefret ediyorum...bu sefer bn suclu intihar edecem ya onun yuzunden saglikli düşünemiyorum neyapmaliyim bu konuda Dilek . YAZ çevremdeki insanların özellikle davranışlarından aşırı rahatsız olduğum aynı ortamı paylaşmaktan bile sıkıntı duyduğum insanların hal ve hareketlerinden şüpheleniyorum ama bu durumun önüne geçemiyorum hep şüphe duyuyorum en ufak hareketlerinden istemediğim halde sürekli onların hal ve hareketlerini gözlüyorum ve çok rahatsız duyuyorum bende bu şüphecilik hastalığa dönüştüğü bazı olaylar döndüğüne kendimi inandırmış durumdayım kendimi rahatlatamıyorumm şüphe duyduğum kişilerden uzak kalmak yapmalıyım yardımcı olurmusunuz Melis . YAZ Ben bayan arkadaşımla ayrı şehirlerde yaşıyoruz tanışalı 4 ay oldu devamlı başka bayanlarla kendisi aldattığımı düşünüyor,her gün telefonla en az aralıklarla 4 saat görüşüyoruz nerdesin evde kim var bayan sesi geliyor ispat et yanındakine telefonu ver,telefonun sesi açık kalsın bende duyacağım konuştuklarını beni inandırmak için söyle yemin et diye zorluyor ve çok şüpheci ne yapmamız gerekiyor yardımcı olursanız seviniriz. Mustafa Koşar . YAZ Günden güne çevremdeki herkesten şüphe duymaya başladım. Sevgilimden şüphe duyarken şimdide babamdan şüphe duyar oldum ve telefonunu banka hesabını her şeyini kontrol etmeye bir şey olmadığı halde bu durumdan kurtulamıyorum nasıl giderebilirim bunu. kendime ve çevreme zarar verme düşüncesi oluyor çünkü İsimsiz . YAZ Panik Atak Türleri 1. Beklenmedik Ataklar Nedensiz,birden ortaya çıkan nöbetler. Panik bozuklukta bu tür ataklar vardır. 2. Duruma bağlı olanlar Korkulan bir kedi, köpek veya başka bir nesneyle yada bir durum karşısında ortaya çıkar. 3. Durumsal yatkınlık gösterile... Paranoya Tedavi Yöntemleri Paranoya psikolojik bir rahatsızlık ile birlikte toplum içinde aşırı evhamlı kişiler içinde kullanılan, anlamı eski Yunancada delirmek olan hastalık ve nitelemedir. Paranoya rahatsızlığı temelinde aşırı evham, endişe ve kuruntular barındırır. Halk ar... Şizofreni Tanısı • Şizofrenide görülen belirtiler başka psikiyatrik hastalıklarda da görülebilir. • Hiçbir belirti tek başına tanı koydurucu değildir. Tanı psikiyatri uzmanı tarafından hastanın ruhsal muayenesi, hasta yakınları ile görüşme ve çoğu zaman hastanın kli... Majör Depresyon Majör depresyon, özellikle gençlerde çok sık karşılaşılan psikolojik bir durumdur. Ortaya çıkması durumunda çok ciddi sonuçlara neden olabilecek bir rahatsızlık olan majör depresyon, çokça görülen bir durumdur. Majör depresyon, erkenden müdahale edil... Stres Ne Gibi Sorunlara Neden Olur ? Stres anında fazla enerji tüketildiğinden birey kendini güçsüz, yorgun ve endişe içinde hisseder. Daha sonraları kişi uyku problemi çekmeye başlar. Sinirli ve çabuk heyecanlanan biri olur. Konsantrasyon kaybı yaşar ve dikkatini toplayamaz. Daha önce ... Ani Sinirlenme Ani sinirlenme, insanları ani bir şekilde etkileyen, sebepsiz yere oluşan bir durumdur. Kan beynime sıçradı gibi sözlerle ifade edilen sinirlenme halinde vücutta fazla miktarda adrenalin salgılanır. Bu kişinin stres halini anlatır. Vücutta çok kısa b... Şizofreni Şizofreni, beyinde bulunan maddelerin iletiminde yaşanan bozukluk ve bu bozukluk nedeni ile bazı farklılıkların oluşması ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Hastalıkta aktif ve pasif olmak üzere dönemler yaşanır. Şizofreni hastalığı tedavisi mümkün bir... Panik Atak Panik atak genel olarak bazı psikiyatrik bozukluklarla birlikte görülen, bunun yanı sıra yine bazı fiziksel rahatsızlıklarla birlikte de görülebilen bir tür endişe nöbetidir. Günümüzde yoğun olarak yaşanabilen panik atak aslında genel anlamda günlük ... Panik Bozukluk Nedenleri 1- Genetik ve ailesel nedenler. 2- Biyolojik teoriler 3- Psikodinamik teoriler 4- Gelişimsel teoriler 5- Öğrenme kuramları 6- Bilişsel modeller 1 - Genetik ve ailesel çalışmalar Panik bozukluğu olan hastaların birinci derecede yakınlarında ... Bipolar Bozukluk Bipolar bozukluk, manik depresyon ve duygu durum bozukluğu olarak da bilinen, kişinin depresyon dönemlerinde aşırı, abartılı, uçlarda düşüncelere kapılması ve bu yönde tavırlar sergilemesi durumudur. 20'li yaşlarda rastlanma olasılığı daha yüksektir.... Madde Bağımlılığı Madde bağımlılığı, genelde ergenlik dönemine giren çocuklarda başlar. Özellikle ailevi sorunlar genç yaştaki çocukların madde bağımlılığına başlamalarının birinci nedenidir. Ergenlik dönemi çocuğun ekonomik bağımsızlığını kazandığı yaşlara kadar süre... Panik Atak Tedavisi Panik atak ya da panik bozukluk, tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Günümüzde, etkinliği bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış iki çeşit panik atak tedavisi yöntemi bulunmaktadır. Bu yöntemler ilaç tedavisi ve bilişsel-davranışçı tedavi yöntemidi... Panik Atak Türleri Paranoya Tedavi Yöntemleri Şizofreni Tanısı Majör Depresyon Stres Ne Gibi Sorunlara Neden Olur ? Ani Sinirlenme Şizofreni Panik Atak Panik Bozukluk Nedenleri Bipolar Bozukluk Madde Bağımlılığı Panik Atak Tedavisi Şizofreni Tedavisi Obsesif Sinir Ucu İltihabı Mazoşist Cinsel İsteksizlik Bipolar Aşırı Sinirlilik Ket Vurma Anksiyete Bozukluğu Nedir Kendine Zarar Verme Aşırı Heyecan Delilik Kendi Kendine Konuşma Obsesif Kompulsif Bozukluk Tedavisi Duygular Sinir Sıkışması Belirtileri Sinir Krizi Halüsinasyon Popüler İçerik Şizofreni Tedavisi Şizofreni tedavisi yapılsa da, birçok hastanın tamamen düzelemediği görülür. Şizofreni hastaların hayat şartlarını zorlaştıran, iletişimi zora sokan b... Obsesif Obsesif, günlük yaşamda ortaya çıkan endişe, evham ve takıntılarla ortaya çıkan, bunları çözümlemeden rahat edemeyen obsesif kompulsif bozukluğu bulun... Sinir Ucu İltihabı Sinir ucu iltihabı, sinir hücrelerindeki hasarı anlatan bir terimdir. Tıpta nöropati olarak adlandırılan durum, ellerden daha fazla ayakları ve bacakl... Mazoşist Mazoşist; Mazoşizm, 19. yüzyılda yaşamış Avusturyalı bir Romancı olan Leopold von Sacher Masoch'un bir Roman' ın da anlattığı cinsel uygulamalara da... Cinsel İsteksizlik Cinsel isteksizlik, cinsel istek ve arzuların azalması, yeteri kadar cinsel uyarının olmasına rağmen, cinsel ilişkide bulunma ve fantezi isteğinin b... Bipolar Bipolar, Plansız düşünceler içeren ve irsi bir kişilik bozukluğudur. Kişi duygu değişimleri, klinik ya da majör depresyon yaşayabilir. Ruhen yaşanan...
Şüphe, güvensizlik ve kaybetme korkusu...hepsi birbirini tetikler. Güvensizlik yaşamaya başladığınız an, kaybetme korkusu duymaya başlarsınız. Bu korkuyla birlikte de şüphe devreye girer. Sonra bir bakarsınız ki, kısır döngü içindesiniz. Çünkü kaybetmemek adına yaptığınız her şey, sizi bitişe doğru bir adım daha yaklaştırır. İşte bu olumsuz duygulardan kurtulmanın yolları...GÜVENSİZLİKGüvensizlik, kişinin kendisine ya da başkasına güven duymama halidir. Bu durum ikili ilişkilerin bozulmasına, sosyal ilişkilerin sarsılmasına, kişinin içe kapanmasına ve toplumda pasif bir karakter haline gelmesine neden olur. Güven eksikliği bir anlamda yetersizlik duygusudur. Yetersiz olduğunu düşünen kişiler, kendisinde olmadığını düşündüğü nitelikler yüzünden ilişkilerinde sorun yaşayabilir. Karşısındaki kişiye yoğun şekilde güvensizlik besleyen kişi, aslında özgüven eksikliği yaşamaktadır. Ama bunu kabul etmez. Sorumluluğu her zaman başkasına atar. Güvensizliği tetikleyen şeyin hep sevgilisinden kaynaklandığını yaptığı her şeyden şüphelenmeye başlar. Şüphe, kişinin bir olaydan dolayı duyduğu güvensizlik ve emin olamama duygusu olarak yaşanır. Şüpheyi hayatının merkezine alan kişi, her olayı bu yönde değerlendirir. Şüphesini haklı çıkaracak unsurlara sarılır, hatta bu unsurları kendisi KORKUSUİlişkilerde şüpheyi tetikleyen en önemli unsurlardan biri de kaybetme korkusudur. Bu duygu dozunda olduğu sürece, ilişkiye motive olmayı arttırır ve enerjik bir yapıya neden olur. Ancak bu duyguda aşırıya kaçıp, hayatı zindana çevirecek dereceye ulaştığında mutlaka destek alınarak düzeltilmesi gerekir. Bu durumda bu korkular, rahatsızlık meydana NELER?Sebepleri arasında en bilinen neden, anne ve baba tarafından yetiştirilme tarzı gelmektedir. Çocukluk yıllarında hayatın tehlikelerle dolu olduğu şeklinde yetiştirilen kişiler, insanlara güven duymayı unutur. Sadece anne ve babaya bağımlılık gelişmiş olabilir. İleri yaşlarda yaşanan olaylar da, bu duyguların yerleşmesine etki edebilir. Kişilerde özgüven eksikliğinin olması, başkalarına bağımlı olarak yaşamasını, dolayısıyla bu kişileri kaybetme korkusu yaşamalarına sebep ÇÖZÜLÜR?Karşınızdaki kişinin hayatına müdahale etmeyi, onu değiştirmeyi, kontrol altına almayı bırakın. Kendi sorunlarınıza odaklanın, kendi ihtiyaçlarınızı ön plana alın. Hayatınıza renk katmak için, hobiler edinin, kurslara gidin ya da neyi istiyorsanız onu yapın. Kaybetmekten korktuğunuz kişiyle sürekli olarak birlikte olmaktan kaçının. Varlığınızın başkasına bağlı olduğu düşüncelerinden sıyrılın. Yalnız kalmaktan korkmamak için, benliğinizle iletişim kurarak, güçlü olmaya gayret edin. Kendinizi zavallı, korkak, kurtarıcı ya da koruyucu olarak görmekten vazgeçin. Sevdiklerinize istemediklerinizi, beğenmediklerinizi, yapmaktan korktuklarınızı söylemekten çekinmeyin. Kendinizin bu dünyada tek olduğunu unutmayın ve kıymetinizi anlayın.
“Evlenmek doğru bir karar mı? Ya pişman olursam? Ya o benim için doğru kişi değilse? Ya benim için daha iyi bir seçenek varsa?” Sevginizden emin olsanız da bu tip sorularla boğuşuyor, soğuk terler döküyorsanız, bir düşünün Emin olamama nedenleri çok farklı Üç yıldır nişanlıyız ve bir ay sonra evleneceğiz. Nişanlımı çok seviyorum ama kendimi hazır hissetmiyorum. Evliliği düşündükçe soğuk terler Dr. Başak Neler hissediyorsunuz?Danışan Çok gerginim, çok korkuyorum, bazen nefes alamayacak gibi hissediyorum. Bazen çok mutluyum, bazen aşırı depresif, kaygılı, Dr. Başak Neler düşünüyorsunuz? Danışan Evlenmek doğru bir karar mı? Ya pişman olursam? Ya o benim için doğru kişi değilse? Ya benim için daha iyi bir seçenek varsa? Başka hiçbir şey düşünemiyorum. Zaman yaklaştıkça daha da geriliyorum. Neredeyse her saniye aklımdan aynı şeyler geçiyor. Hele o sırada nişanlım ararsa daha da panik oluyorum. Acayip suçluluk duygusu yaşıyorum ve ona çaktırmamak için ne yapacağımı bilemiyorum. Tam bir işkence... Ne evlenme fikri rahatlatıyor ne de ayrılma BİR KARAR MI VERİYORUM, SÖYLEYİN- Dr. Başak Böyle hissettiğiniz zamanlarda ne yapıyorsunuz?Danışan Genellikle annemle, arkadaşlarımla konuşuyorum. Aslında onlar da beni rahatlatamıyor ama yine de sürekli “Evlenmeli miyim yoksa yanlış bir karar mı bana açık açık söyleyin, benim göremediğim bir şeyler var mı?” diye soruyorum. Sanırım onları da çok sıkıyorum, hep aynı şeyi söylüyorlar, “Sevmediğini düşünüyorsan ayrıl” diyorlar, o zaman biraz aklım başıma geliyor. Çünkü onu çok seviyorum ama yalnız kaldığımda hep aynı düşünceler aklıma geri geliyor. - Dr. Başak Anladığım kadarıyla sizi en çok rahatsız eden konu “emin olamamak”...Danışan Evet, bu doğru bir karar olsaydı bu kadar kararsızlık yaşar mıydım? - Dr. Başak Endişelerinizin yerli mi yersiz mi olduğunu bilmek istiyorsunuz haklı olarak ama bunu ben de bilemem. Bazı insanlar bu endişeleri yoğun yaşadıklarında ayrılırlar ve ayrılma kararının ardından mutlu halde hayatlarına devam ederler. Diğer taraftan bazı kişiler için bu o kadar kolay değildir, çünkü kararsız olmalarının neden-leri çok Peki bu farklı nedenler ne?- Dr. Başak Şüphe ve emin olamama duygusu, takıntı bozukluğu yaşayan insanların yaşadığı en belirgin duygulardır. Takıntı bozukluğu, hiçbir şeyden emin olamamanıza ve kararlarınızı sürekli sorgulamanıza yol açar. Hayatınızla ilgili en basit kararlardan en zorlarına kadar hiç bitmeyen bir şüphe ve kararsızlık yaşarsınız Ne yesem, ne giysem, hangi okula gitsem, hangi mesleği seçsem, kiminle arkadaş olsam, kiminle evlensem? Bu sorulara “en” doğru cevabı aramak ve bulamamak, cevaplardan emin olamamak kişilerde yoğun kaygıya neden olur. “KALBİNE SOR, SEZGİNE GÜVEN” DEMEK DOĞRU MU?Danışan Bu anlattıklarınız benim yaşadıklarıma çok benziyor. Kesinlikle çok rahatsız edici bir durum ama nasıl anlayacağım benimki de bir takıntı mı yoksa o kişi gerçekten bana uygun değil mi? Sezgilerime güvenmemeli miyim?- Dr. Başak Bu soruyu sormakta çok haklısınız, çünkü çoğumuz sezgilerimize güvenmek isteriz. Oysa sezgilerimiz rasyonel bakış açımızı tehlikeli bir şekilde olumsuz etkileyebilir. Çünkü aslında sezgilerimiz yani duygularımız aklımızdan geçen düşünceler ile şekillenir. Olayları yorumlama şeklimiz, algımız, beklentilerimiz, etraftan topladığımız ipuçları düşüncelerimize, düşüncelerimiz de sezgilerimize yön verir ve bizi tehlikelerden korumak için harekete geçer. Eğer etraftaki ipuçlarını tehlikeli olarak algılarsanız, daha yoğun bir korku duygusu yaşarsınız. Örneğin, metroda giderken sırt çantalı birini gördüğünüzde onun “bomba” taşıdığını düşünür ve kendinizi ilk durakta dışarı atmak ister, sonra da “iyi ki sezgilerime güvendim, kendimi korudum” gibi bir düşünceyle rahatlarsanız, rahatlama hissinden yola çıkarak sezgilerinize güvenmekle iyi yaptığınıza karar verirsiniz. Oysa o kişinin çantasında ne olduğunu bilmeniz mümkün değildir, yani sezgilerimiz bize her zaman doğruyu göstermez. Evhamlı kişilerin tehlike algısı daha abartılıdır ve hep kötü şeyler olacağına dair “sezgileri” vardır, oysa kötü şeyler onların sezgileri ile örtüşmeyecek kadar ender ortaya BOZUKLUĞUNUN BELİRGİN SİNYALLERİDanışan Sanırım bizim aile kültürümüzde çok yerleşmiş bir şey sezgilerimizle hareket etmek. Annem her zaman “Kalbine sor, sezgilerine güven, hayırlısı neyse o olur” der. Evlilik konusunu kendime her gün soruyorum ama bir türlü içimi rahatlatacak cevap alamıyorum. Acaba bende takıntı bozukluğu var mı? - Dr. Başak Bugüne kadar takıntı bozukluğu olmasa da geçmişte bir çeşit kaygı bozukluğu yaşamış olabilirsiniz. Takıntı bozukluğu yaşayan insanların özelliklerine bakalım, kendinizde benzer özellikler buluyor musunuz?◊ Ufak bir şüpheyi bile tolere edememe.◊ Siyah-beyaz şeklinde düşünce tarzı; ya doğru ya yanlış, ya seviyorum ya da sevmiyorum.◊ Düşüncelere takılıp kalmak ve sürekli olarak tatmin edici bir sonuca ulaşma çabası içinde olmak Günlerce aynı şey üzerine düşünme, evleneceği kişinin özelliklerini tüm detayları ile sürekli gözden geçirme...◊ Güvence, teminat aramaya yönelik davranışlar Daha iyi hissetmek, geçici de olsa rahatlamak için kontrol etme, sorma... ◊ Kaçınma Akla gelen şüpheleri tetikleyecek durumlardan kaçınma.◊ Suçluluk duygusu Akla istenmeden gelen mantıksız düşüncelerden suçluluk duymak...
bir şeyden emin olamama duygusu