🎽 Osmanlı Devleti Nin Kurulduğu Coğrafyanın Sağladığı Avantajlar
B Osmanlı Devleti’nin Kurulduğu Coğrafyanın Sağladığı Avantajlar yazınız( 7.5 PUAN) C. ŞEYH EDEBALİ’NİN OSMAN GAZİ’YE NASİHATİ. Her işin gereğini vaktinde yap. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın “İnsanı yaşatmak” ifadesi ile neyi anlatmak istemiştir? Yazınız?( 5 PUAN)
Türk kültürünün dinamik yapısı, Türklerin İslamiyet’e geçerken hakim millet olmasından kaynaklanmaktadır. Karahanlılar zamanında kitleler halinde Müslümanlığı kabul ettikleri zaman devlet sahibi konumundaydılar. Keza Selçuklu Devleti kurulduğu sıralarda da Türklerin İslamiyet’e geçişi devam ediyordu. Türkler İslamiyet’e geçtikleri sırada başka bir devletin
Türkiyenin 1923-1930 Dönemi Ekonomi Politikaları. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu dönemde Osmanlı Devleti’nin ekonomik yapısı devralınmıştır. Bu nedenle bir süre Osmanlı politikaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi politikaları olarak devam etmiştir. Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye ekonomisi tarıma
Aynısüreçte kurulan Jandarma Mektepleri, modern jandarma okullarının nüvesini teşkil etmiştir. Osmanlı-Türk jandarmasının tarihi, yalnız Türkiye Cumhuriyeti sınırları dahilinde bir iç güvenlik manzumesi olmayıp; millî sınırlarımızın ötesinde kalan geniş bir coğrafyanın da görkemli bir safhasıdır.
Bununlabirlikte kutsal yerler ile ilgili meselelerin savaş bahanesi sayılabildiği bir çağda, benzer bir sorun ile karşı karşıya kalan Osmanlı Devleti’nin, bu sorunun çözümünde nasıl bir yol takip ettiği incelenecektir. Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Balkan Tarihi, Eflak-Boğdan, Alexandru Ioan Cuza, adanmış manastırlar
Jeopolitik; bir yerin bulunduğu coğrafyanın o bölgeye kazandırdığı önem doğrultusunda devletlerin ürettiği politikadır. Örneğin Anadolu’nun üç kıtanın kesiştiği bir noktada bulunması, burada kurulan devletlerin, bölge ticaret yollarını hâkimiyet altına alma politikası uygulamalarına sebep olmuştur. Buradan
OsmanlıDevleti’nin bundan sonraki yeni hedefi ise Çanakkale Boğazı’nın Avrupa kıyıları olmuştur. Rakipleriyle taht mücadelesine giren Bizans İmparatoru Kantakuzen (Kantakuzın) Orhan Bey’in yardımı ile tahtını korumayı başarmış, karşılığında ise Gelibolu’da küçük bir kale olan Çimpe’yi Türklere vermiştir.
Osmanlı Devleti'nin Timur Devleti ile sınır olmaları. - Timur'un Osmanlı topraklarını ele geçirme isteği (Çünkü, Timur Altınordu Devletine son vermi, İran, Irak ve Kuzey Hindistan'ı ele geçirmitir) - Timur'un Çin seferine çıkmadan Batı sınırını güven altına almak istemesi.
Nitekim1324 yılında Osman Bey vefat etti ve oğlu Orhan Bey Osmanlı tahtına çıktı. Orhan Bey, 1326 yılında Bursa'yı, uzun süren kuşatmanın ardından, ele geçirince babasının vasiyetini yerine getirerek, Osman Gazi'nin naaşını Bursa'ya nakletti ve burayı devletin yeni merkezi yaptı.
Osmanlı Devletinin Kısa Sürede Büyümesinin Nedenleri . Coğrafi Avantajlar: Osmanlı, Bizans Devleti sınırına kurulmuş bir uç beyliğiydi. Bizans ise eski gücüne sahip olmaması Osmanlı için büyük bir fırsattı. Diğer Anadolu beyliklerinin birbiri ile komşu olmaları onların işini zora sokuyordu fakat Osmanlı Bizans ile
Osmanlı Devleti'nin kurulduğu günden itibaren uyguladığı birçok sistem olmuştur. Tabi her zaman aynı şekilde sonuçlar görülmemiştir. İyi sonuçlar görüldüğü
Abstract Bu çalışmada yayılan Kapitalizmin Osmanlı Devletine etkileri ve yaşadığı savaşlardan dolayı Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde içerisinde bulunduğu sosyo-ekonomik
ouZPK. Osmanlı Orta Öğretiminde Coğrafya Eğitim; Belli bir konuda, bir bilgi ve bilim dalında yetiştirme ve geliştirme, eğitme işi. Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine yardım etme, terbiye. Öğretim ise; Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim. Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi. Bu iki kelimenin anlamlarından da anlaşıldığı üzere, eğitim ve öğretim, birbirinden oldukça farklı, ancak birbirlerini tamamlayan ifadelerdir. Buna göre, bir milletin öz benliği ile ters düşmeyen tüm bilimleri öğrenmek öğretim, onu ülkesinde ve kendi yaşayışında uygulamak ise eğitimdir. Coğrafya dersi, hem eğitim ve hem de öğretim dersidir. Osmanlı döneminin ilk yıllarından itibaren eğitim ve öğretime büyük önem verilmiştir. Özellikle ilk ve ortaöğretime denk gelen çeşitli eğitim kurumları, eğitim ve öğretimlerini zamanın bilimsel gelişmelerinin üzerinde bir performansla sürdürmüşlerdir. Sözkonusu bu eğitim ve öğretim kurumlarında okutulan derslerden biri de coğrafyadır. İnsanın yaşadığı çevre ile olan ilişkilerini konu alan coğrafya, ilk öğretimden ortaöğretimin son sınıfına kadar temel dersler arasında yerini almıştır. Bir imparatorluğu ayakta tutan kurumlardan biri de şüphesiz eğitim ve öğretim kurumlarıdır. Eğitim ve öğretim kurumlarının seviyesi ile bir devletin ömrü, üstünlüğü ve gücü arasında sıkı bir bağlantı vardır. Osmanlı döneminde eğitim ve öğretim faaliyetleri, her düzeyde, Tanzimat dönemine kadar ücretsiz olarak yürütülmüştür. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti döneminde de, 1980’li yılların sonlarına kadar devam etmiştir. Bu sebeble, eğitim alanında, Cumhuriyet’in 1980’li yıllardan sonraki dönemini, Osmanlı’nın Tanzimat dönemine benzetmek mümkündür. Osmanlı döneminde Orta Öğretimde Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi Anadolu Selçuklu Devleti’nin zayıflamasıyla birlikte, Anadolu coğrafyasında, Beylikler Dönemi başlar. Anadolu uç beylerinden olan Osmanlı Beyliği 1299 yılında kurulduktan sonra, kısa sürede topraklarını genişletmiş ve beylikten imparotorluğa yükselmiştir. Osmanlılar, yıkılış tarihi olarak kabul edilen 1922 yılına kadar, üç kıtada çok geniş topraklar üzerinde, tarihte ömrü en uzun olarak kabul edilen 623 yıl imparatorluklardan biri olan Osmanlı İmparatorluğu’nu kurmuşlardır. Osmanlı devletinin kuruluşundan itibaren devlet sınırları içinde çok kuvvetli ve yaygın biçimde medrese sistemi kurulmuştur. Medreseler, devletin sonuna ve 1924’de kapatılmalarına kadar işlevlerini yürütmüşlerdir. Devletin üst düzeyde yöneticileri Enderun adı verilen eğitim kurumlarında yetişmişlerdir. Ayrıca tüm Osmanlı şehzadeleri, saraylarda özel eğitim ve öğretime tabi tutulmuşlardır. Osmanlı medreselerinde, dini ilimlerin ağırlıkta olmasına rağmen, ders adının ve ders saatlerinin değişikliğe uğramasıyla birlikte, müsbet bilimler Ulum-i Akliye içinde coğrafya ilmi okutulmuştur. Osmanlı döneminde, ilköğretimi oluşturan ve halk arasında Sıbyan mektebi veya Mahalle Mektebi adı verilen Darüttalim, Mektep, Mektephane, Darülilim, Muallimhane gibi adlarla anılan eğitim kurumlarını, devlet adamları yada zengin kişiler, çeşitli vakıflar kanalıyla kurarlardı. Bu okullarda öğretmen olabilmek için, sıbyan mektebi mezunları, ilköğretimin üzerinde Ortaöğretim adı verebileceğimiz bir eğitim ve öğretim programına dahil olurlardı. Muallim olabilmek için devam edilen Muallim mekteblerinde okutulan derslerden biri de, Heyet Sema ve Arz içinde Coğrafya dersidir. Osmanlı saraylarında yürütülen eğitim ve öğretim sistemi ise, Şehzadegâh, Meşkhane ve Enderun mektebleridir. Bu eğitim kurumlarında da, Osmanlı Ülkeleri ve dünya hakkında coğrafya bilgilerinin okutulduğu bilinmektedir. Osmanlı döneminde coğrafya ilmi ve bunun eğitim ve öğretimi ile ilgili gelişmeler, esas itibariyle, başlarından itibaren başlamıştır. Özellikle bu gelişmelerin baş mimarı, Kâtip Çelebi’dir. 1608-1658 yılları arasında yaşamış olan çağını aşan ilim adamlarımızdan Kâtip Çelebi, devrinin en büyük coğrafyacılarından biridir. Coğrafyanın dışında felsefi konularda da eserler veren Kâtip Çelebi, yaşamış olduğu yıllardaki ilim düşmanlığına ve cehalete karşı büyük bir mücadeleye girişmiştir. “Talebeliğin hakirliğine bir saat katlanamayan bir kimse, cehaletin zilletinde ebediyyen kalmaya mahkum olmuş demektir.”diyen Kâtip Çelebi, çağına göre mükemmel ve modern bir eğitim ve öğretim anlayışına sahip bir ilim adamıdır. Kâtip Çelebi’nin eserleri incelendiğinde görülür ki, sadece coğrafya ilmi değil, köklü bir eğitim ve öğretim sistemi üzerinde durduğu anlaşılmaktadır. Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi’nin esas amacını, insanların yaşadıkları çevre ile olan ilişkilerini inceleyerek, toplumun kalkınmasını ve ilerlemesini sağlaması teşkil eder. Kâtip Çelebi “Cihannüma” adlı eserinde coğrafya ilmi hakkında şu bilgileri verir; “Coğrafya fenninde yalnız ülkelerin ahvali yazılmayıp belki oralarda oturanların usul ve adetleri, devlet işlerinin nasıl yürütüldüğü ve divan ahvali birlikte beyan olunmak, bu fennin vazifesi olduğu cihetinden, tarihe üstünlüğü vardır ve tercih olunur.” Yine Kâtip Çelebi, “Tuhfetü’l-Kibâr fi esfaril Bihar”adlı eserinde de coğrafya ilminin önemini ve gereğini şu şekilde vurgular; “Hafi olmaya ki, devlet işlerini üzerlerine almış olanlara bilinmesi lazım olan işlerden biri coğrafya fennidir. Bütün yeryüzü ahvalini bilmek kolay olmazsa, bari Osmanlı ülkesinin şekli ve etrafta sınırdaş olan memleketlerin tasviri bilinmek gerektir ki, bir yere sefer etmek ve asker göndermek lazım geldikte, ona göre tedarik oluna. Düşman vilayetine girmek ve sınır boylarını korumak tedbirlerini almak anında kolay olur. Bu babta fenden habersiz kimseler ile meşveret yetmez, yerli dahi olursa. Zira çok yerli vardır ki, kendi diyarını iyice bilip anlatmaktan acizdir. Ve bu ilmin lüzumuna şu delil yeter Yerebatası küffar, ol ilimlere ehemmiyet ve değer vererek, Yeni Dünya’yı bulup Sind ve Hind limanlarına yayıldı. Venedik taifesi gibi bir hor hakir kavim ki, küffar hükümdarları arasında rütbesi duka payesinden ibarettir ve aralarında balıkçı unvanı ile meşhurdur, Osmanlı İmparatorluğu’nun boğazına gelip ve garba hükmeyleyen şanlı devlete karşı kodu...” Osmanlı Devleti’nde eğitim ve öğretim faaliyetlerinde, ilk yenileşme hareketleri 1773 tarihinde, askeri okullarda başlamıştır. III. Mustafa döneminde, 1773’te, askeri deniz okulu olan Mühendishane-i Bahri-i Hümâyûn açılmıştır. İlk ve orta dereceli bir okula tekabül eden bu askeri deniz okulunda, denizcilik bilgileri, harita bilgisi ve coğrafya dersleri okutulduğu bilinmektedir. 1793 tarihinde, III. Selim döneminde açılan Mühendishane-i Berri-i Hümâyûn yani Askeri Kara Okulu’nda topçuluk, istihkam ve haritacılık öğretimi yapılmıştır. Öğretim süresi 4 yıl olan bu okulun 3. Sınıflarında okutulan 5 adet dersten biri coğrafya’dır. Sultan 1808-1839 döneminde, 1824 tarihinde bir fermanla, ilköğrenim zorunlu hale getirilmiş ve çeşitli okullar açılmıştır. Bu okullardan birini teşkil eden ve 1834 tarihinde açılan Mektebi-i Fünun-u Harbiye, iki kısımdan oluşmuştu. 8 yıl süren I. Kısım öğrencilerinden başarılı olanlar, II. Kısıma alınmıştır. Bu okulun ikinci kısmında, zamanın şartlarına göre ileri derecede haritacılık, topoğrafya ve coğrafya alanında dersler okutulmuştur. II. Mahmut’un mahlası olan Adlî’ye atfen, Şubat 1939’da açılan, özellikle sivil memur yetiştirmeyi amaçlayan Rüşdiye düzeyindeki Mekteb-i Maarif-i Adliye okulunun ders programında coğrafya dersi de yeralmıştır. II. Mahmut döneminde diğer bilim dallarında olduğu gibi Coğrafya alanında da, ders kitaplarına büyük ağırlık verilmiştir. Ders kitapları hazırlanırken önemli ölçüde kısaltmalara gidilmiş, bunun sonucunda coğrafya alanında araştırma ve yorumlara dayanan bilgilerden uzak kalınmış ve sonuçta coğrafya isim ezberlenen bir ders olarak görülmeye başlanmıştır. Ancak bu kısaltmalar ve ezbercilik, coğrafya ilmindeki gelişmeleri uzun yıllar geciktirmiştir. Sultan Abdülmecit 1839-1861, 1839’da tahta çıkınca, Reşit Paşa’nın etkisiyle, Tanzimat Fermanı ya da Gülhane Hatt-ı Hümayûnu denen bir ferman yayınlamış ve 1876 yılına kadar devam eden Tanzimat Devri’ni başlatmıştır. Sultan Abdülmecit 1839-1861 ile Sultan Abdülaziz 1861-1876’in padişahlık dönemlerini içeren Tanzimat döneminde, siyasal ve sosyal bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bu arada, eğitim ve öğretim konusunda da bazı düzenlemelere gidildiği görülmektedir. Bunların başında ortaöğretimde atılan yenilik ve gelişmeler gelir. Bu dönemde, orta öğretimi temsil eden Rüşdiyeler, İdadiyeler ve Sultaniyelerin sayısı hızla artırılmıştır. 1852 yılında İstanbul’da 12 Rüşdiye bulunmaktayken, 1874’de bu sayı 18’e yükselmiştir. 1853’de taşrada büyükçe şehir merkezlerinde 25 Rüşdiye açılmıştır. 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi gereğince, Osmanlı ülkelerinde hane sayısı 500’ü geçen şehir ve kasabaların tümünde Rüşdiye açılması zorunlu kılınmıştır. Öğretim süresi 4 yıl olan bu okulların yapımı ve her türlü ihtiyaçları Maarif İdaresi sandığından karşılanmıştır. Sözkonusu nizamnameye göre; erkek ve kız rüşdiyeleri ile idadiyelerin ders programlarında coğrafya dersi mecburi ders olarak konmuştur. İptidai mektep denen ilkokullara öğretmen yetiştirmek amacıyla, 1868’de İstanbul’da Darulmuallimin-i Sıbyan mektebi açılmıştır. Öğretim süresi 1 yıl olarak düşünülen bu okulda, coğrafya dersi ders programına konmuştur. Bu tür okullar taşrada 1875’den itibaren açılmaya başlanmıştır. 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’ne göre, Rüşdiye, İdadiye ve Sultaniye şubelerinden oluşan bir büyük Darulmuallimin kurulması öngörülmüş ve bu okulların ders programları ayrı ayrı düzenlenmiştir. Okulun açılması ancak 1874’de Sıbyan, Rüşdiye ve İdadiye şubelerini kapsayacak şekilde mümkün olmuştur. Öğrenim süresi 2 yıl olan Darulmuallimin-i Sıbyan mektebinde, okutulan derslerden biri de Muhtasar Coğrafya’dır. Öğrenim süresi 3 yıl olan Darülmuallimin-i Rüşdiye’de Coğrafya, yine öğretim süresi 3 yıl süren Darulmuallimin-i İdadiye’de Kozmoğrafya ve Mebadi-i Ulum-i Tabiiye dersleri diğer derslerle birlikte zorunlu olarak okutulmuştur. 1877’de Darülmuallimin- Rüşdi ve Mülkiye Mekteblerinin ders programlarında her üç yıl için ayrı ayrı coğrafya dersi okutulduğu belirlenmiştir. Tanzimat döneminde de, coğrafya ders kitapları hazırlanmasına devam edilmiştir. 1871 yılında, Abdurrahman Paşazade Abdulhalim tarafından Coğrafya-i Kebir, 1875 yılında Şirvanlı Ahmet Hamdi tarafından Usul-i Coğrafya-i Kebir adlı eserler yayınlanmıştır. Sultan Abdülhamid döneminde de 1876-1909 coğrafya alanında gerek ders kitapları ve gerekse ilmi manada eserlerin yayınlanmasına devam edilmiştir. Osmanlı döneminin çeşitli eğitim kademelerinde görev yapan Selim Sabit Efendi 1829-1910, 1874 tarihinde yayınlanan Rehnümâ-yı Muallimîn Öğretmenlere Rehber adlı kitabında şunları kaydeder; “ Coğrafyada öğrencilere harita ve yer küresi üzerinde beş kıta tanıtılacak, harita çizilmesi öğretilecektir.” 10 Mayıs 1876’da, İstanbul’da öğrenciler, iç ve dış siyasi alandaki olumsuz gelişmeleri protesto etmek için dersleri bıraktılar. 30 Mayıs 1876’da, tahta çıkarıldı. Çok geçmeden 31 Ağustos 1876’da Sultan II. Abdulhamid tahta çıktı. 23 Aralık 1876’da, Padişah; Kanun-ı Esasi’yi kabul ve ilan etti. Böylece Devri başlamış oldu. Kanun-i Esasi’ye eğitim ile ilgili önemli maddeler girmiş olmasına rağmen, savaşlar nedeniyle hiçbir çalışma yapılamamıştır. Ruslar’ın İstanbul önlerine kadar gelmeleri, Kars, Ardahan ve Batum’u almaları, Osmanlı Devlet yetkililerini zor durumda bırakmıştır. Sultan II. Abdülhamid, 13 Şubat 1878’de parlemantoyu süresiz kaparak I. Meşrutiyet dönemini son vermiştir. 1878’den 1908 yılına kadar devam eden 20 yıllık Mutlakiyet döneminde, eğitim ve öğretim alanında önemli atılımlar yapılmıştır. 1882-1890 yılları arasında Rüşdiye’yi de içine alan İdadilerin Osmanlı ülkelerinde geniş ölçüde yayıldığı il merkezlerinde Rüşdiye ile birlikte 7 yıl, sancak merkezlerinde Rüşdiye ile birlikte 5 yıl eğitim ve öğretim veren idadilerdir. Abdülhamit dönemi sonlarında Osmanlı Ülkelerinde, 619 Rüşdiye 74’ü kız, 109 İdadiye mektebi bulunmaktaydı. Rüşdiyelerde 40 bin, İdadilerde 20 bin olmak üzere toplam 60 bin öğrenci eğitim ve öğretim görmekteydi. Maarif Salnamesi’nde,1898-1899 Eğitim ve Öğretim yılındaki İdadi ve Rüşdiyelerin ders programları incelendiğinde, coğrafya ders sayıları ve saatlerinin artmış olduğu görülür. Buna göre, İdadi ve Rüşdiyelerin 1 saat, diğer ilk 6 yılında her yıl haftada 2’şer saat coğrafya dersi ders programlarında yeralmıştır. 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nin Darulmuallimin ile ilgili bazı hükümler, 1891 yılında değiştirilmiştir. Bu değişikliğe göre, Darulmuallimin’in İdadi şubeleri kapatılarak, her şubesi 2’şer yıl olmak üzere İptidaiye, Rüşdiye ve Âliye şubelerinden oluşmuştu. 1900 tarihinde darülmualliminlerin sayısı taşrada 15’i bulmuştu. 1898 tarihli Darulmuallimin ders programında, İptidaiye şubesinin Mebadisi ve Osmanlı Coğrafyası 2 saat, Umumi ve Osmanlı Coğrafyası 3 saa okutulmuştur. Kadın öğretmen yetiştiren 3 yıllık Darülmuallimat’ın 1898; 2, 1’er saat olmak üzere coğrafya dersi zorunlu dersler arasında yerini almıştır. Mutlakiyet döneminde, ilk, orta ve yüksek öğretime yönelik olmak üzere çeşitli coğrafya kitabları, coğrafya sözlükleri ile askeri haritalar hazırlanmıştır. Yağlıkçızade Ahmed Rıfat Efendi’nin 1883 tarihinde hazırladığı Lügat-ı Tarihiyye ve Coğrafiye 7 cilt, Şemseddin Sami’nin 1889-1899 tarihleri arasında hazırladığı Kamusü’l-â’lâm 6 cild, Kolağası Ali cevad’ın 1897- 1900 yılında hazırladığı Memalik-i Osmaniyye’nin Tarih ve Coğrafya Lügatı 4 cilt dönemin coğrafya ile ilgili çok sayıda maddeyi içeren önemli sözlüklerdir. 23 Temmuz 1908’de yeniden parlemanto açılıp II. Meşrutiyet dönemine geçildi. 1918 yılına kadar devam eden II. Meşrutiyet dönemi, siyasi ve askeri çalkantılarla geçmiştir. Trablusgarp Savaşı 1911, Balkan Savaşı 1912-1913 ve Birinci Dünya Savaşı 1914-1918 bu dönemin önemli olaylarıdır. Özellikle Balkan Savaşları’nın ardından yaşanan büyük felaketlerden sonra, Osmanlı toplumunda, “Çökmekte olan Osmanlı Devleti’ni ancak eğitim ve öğretmenler kurtaracaktır. ”görüşü yaygınlaşmış ve bu görüş, toplumun eğitim ve öğretime eğilmesine yol açmıştır. Ancak ardı arkası kesilmeyen savaşlar, zaman zaman eğitim ve öğretimi sekteye uğratmıştır. 1908 tarihinde, 12 vilayet merkezindeki İdadilerin adı Sultaniye olarak değiştirildi. Sultanilerin sayısı Birinci Dünya Savaşı sıralarında 50’yi bulmuştu. Sultanilerin adına, 1911 yılında Lise denilmesi düşünülmüşse de, bu değişiklik ancak 1922 yılı sonunda gerçekleşmiştir. Öğrenim süresi 3 yıl olarak kabul edilen Sultanilerin, 1915 yılı ders programlarında, coğrafya derslerinin mecburi ders olarak yerini aldığı görülmektedir. Yine aynı yıl Darülmuallimin-i İptidai’nin ders programlarında, coğrafya dersleri, ilk üç yıl 2’şer saat, 1 saat olarak planlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine gelindiğinde, devletin savaşlarda sürekli yenilgi alması ve zayıflamasına rağmen, bilimsel yönden önemli bir gerileme olmadığı dikkati çeker. Koca imparatorluk, sanki yeniden kurulacakmış gibi coğrafi alanda da çalışmalar devam eder. Özellikle 1913’lü yıllarda gerek Tefeyyüz ve gerekse Kanaat kitabevleri tarafından çok sayıda coğrafi eser yayınlanır. Bunlardan Tefeyyüz Kitabevi tarafından yayınlananların sayısı 30’u bulur. Bunlardan 6’sını çeşitli boyutlarda atlaslar teşkil eder. Bunlar arasında şu kitablar dikkat çekicidir; İbn Nüzhet Cevat bey tarafından yazılan, “Haritalı Musavver Coğrafya-i Umumi “Haritalı Musavver Memalik-i Osmaniye Coğrafyası Behram Münir bey tarafından yazılan “Vatan-ı Mukaddes Yahud Memalik-i Osmaniye Coğrafyası”, “Nevasül Resimli ve Haritalı Rehnümay-ı Coğrafya “Yeni Tarzda Coğrafya”, Ali Tevfik bey tarafından kaleme alınan “Nevasül Coğrafya-i Umumi”, “Memalik-i Mahrusa Coğrafyası”, “Mufassal Memalik-i Osmaniye Coğrafyası”, Hüseyin Hıfzı bey tarafından hazırlanan “ “Mebde-i Coğrafya”, “Sualli ve Cevablı Musavver Coğrafya-i Osmani”, “Sualli ve Cevablı Rehnümay-ı Coğrafya-i Umumi”, “Sualli ve Cevablı Talim-i Coğrafya”, Ali Nazım beyin “Yeni Tertip Coğrafya Beş Kıta”, “Küçük Coğrafya”, “Haritalı Küçük Coğrafya” dır. Ayrıca atlaslar arasında, Muhammed Eşref bey tarafından hazırlanan “ Rüşdiye Mektebleri Atlası”, “İbtidaiye Mekteb-i Atlası”, “Umumi Mekteblere Mahsus Atlas”, “Mükemmel ve Mufassal Coğrafya-i Umumi Atlası” ile Nasrullah ve Rüşdü beyler tarafından hazırlanan “Mükemmel ve Mufassal Memalik-i Osmaniye Atlası” gibi eserler sayılabilir. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, özellikle Sorbon Üniversitesi Mezunu, Darü’l-Fünun, Mülkiye Mektebi, Yüksek Muallim ve Maliye Mekteblerinde coğrafya öğretmenliği yapmış olan Faik Sabri DURAN’nin Kanaat Kitabevi tarafından yayınlanan kıtalar ve Osmanlı Coğrafyasına ait eserleri önemlidir. Bunlardan “Avrupa” adlı eserinin önsöz kısmında, Faik Sabri’nin ilk cümleleleri şunlardır; “ Coğrafya bu son senelerde mühim bir değişime uğradı. Bundan otuz sene evvelki şeklinden artık çıktı ve son tereddütlerini atarak asıl maksad ve gayesine kavuştu. Mevcut ilimler arasında kendini mühim bir yer hazırladı. Bilinmeyen esaslara dayanan eski coğrafyanın karışık ve faydasız tekerlemeleri ile artık yetinilemez. Bundan böyle öğretmenler derslerinde öğrencilerine yalnız isim ezberlemekle vakit geçiremezler. Kıtalar, memleketler hakkında öğrencilerde unutulmaz hatıralar uyandırmaya, zihinlerde kalıcı izler bırakmaya, doğal olayları, çevrenin tesirini araştırmayı ve açıklamayı onlara alıştırmaya borçludurlar. Çünkü bugünün coğrafyası, yalnız ruhsuz isimler, uzun ve manasız rakamlar coğrafyası değil; fikirler, muhakemeler, mülahazalar coğrafyasıdır...” Osmanlı Döneminde Azınlık ve Yabancı Okullarında Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi Fatih Sultan Mehmed Han, 1453’de İstanbul’u fethettiğinde, bir lütuf olarak Rumlara ve Galata Latinlerine, inanç ve ibadetlerini sürdürmelerinde, mahalli idarelerinde, gelenek ve göreneklerini uygulamada ve benliklerini korumada sınırsız hak ve imtiyazlar vermiştir. Aynı haklardan Ermeniler ve daha sonraları Yahudiler de yararlanmışlardır. Azınlıkların serbest olduğu alanlardan biri de, eğitim ve öğretimdir. O dönemlerde, dini eğitim ile müsbet ilimler eğitimi aynı çatı altında yürütüldüğünden, azınlık okullarının eğitim ve öğretim sistemleri, Osmanlı eğitim ve öğretim sistemine benzerlik göstermektedir. Osmanlı sınırları içinde, Rum, Ermeni ve Yahudilere ait azınlık okulları, denilebilirki hemen hemen Osmanlı İmparatorluğu’nun her döneminde eğitim ve öğretimlerini devam ettirmişlerdir. Sözkonusu bu azınlık okullarında, zaman, mekan ve milliyetlere göre değişen, az veya çok coğrafya dersleri okutulmuştur. Programı Fransız eğitim sistemine göre hazırlanmmış olan ve 1868’de İstanbul’da açılan Galatasaray Mekteb-i Sultanisi’nde okutulan dersler arasında, Genel Coğrafya ve Osmanlı Coğrafyası dersleri de yeralmıştır. Maarif Nazırı Zühtü Paşa’nın Protestan Okulları hakkında Abdülhamit’e arzettiği 1893 tarihli tezkerede, Beyrut’ta eğitim ve öğretimini sürdüren Amerikan Protestan Mektebi’nin ders programında mecburi derslerden birinin coğrafya olduğu görülür. Österreichisches Sankt Georgs Kolleg 1882-1982 adlı kitabta, Avusturya Sankt Georgs kollejlerine ait 1897 tarihli ders cetvelinde, okulların coğrafya dersleri okutulduğu kaydedilmektedir. Cumhuriyet döneminde Ortaöğretimde Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi Osmanlı döneminden Cumhuriyet dönemine geçişte, Türk bilim tarihinde önemli bir değişim yaşanmıştır. Bu değişim harf devrimidir. Sözkonusu bu devrim ile, kurulan genç Cumhuriyet, Batı Bilim dünyası ile yakınlaşırken, Osmanlı Bilim Dünyası’ndan oldukça uzaklaşmıştır. Harf devriminin ardından, cumhuriyetin ilk yıllarında, diğer tüm bilimlerde olduğu gibi, Coğrafya bilim alanında da, Osmanlıca yazılmış eserlerin çok az bir kısmının Yeni Türkçe’ye çevrilmiş olduğunu kısa bir süre içinde, 600 yıllık bir birikimin hemen yeni kuşağa aktarılması imkansızdır. Bu nedenle Yeni Türkçe’ye çevrilen eserlerin çoğunluğunu okul ders kitabları teşkil etmiştir. Özellikle bu alanda, Faik Sabri’nin çalışmaları kayda değerdir. Faik Sabri, osmanlıca olarak yazmış olduğu, Türkiye Coğrafyası ve Kıtalar Coğrafyası ile ilgili eserlerini, harf devriminden sonra Yeni Türkçe’ye çevirmiştir. Ancak hayatta olmayan ve çok eski dönemlerde yaşamış coğrafyacıların eserleri, arşiv ve kütübhanelerde, uzun yıllar bir daha açılmamak üzere tozlu raflara kaldırılmıştır. 1924 tarihinde, öğretim süresi 5 yıl olan Darülmuallimin ve Darülmuallimat’ın 1 ve 2’şer, 2 ve 1’er saat coğrafya dersi okutulmuştur. Bu okullar, 1932-33 Öğretim yılında süresi 6 yıla çıkarılmış, ilk üç yılında genel ortaokulların programları uygulanmaya başlanmıştır. 1937-1938 Eğitim ve Öğretim yılında 3 yıllık Lise kısmında, coğrafya dersleri, 1 ve 2’şer saat, 1 saat olarak programa konulmuştur. 1937-1938 Eğitim ve Öğretim yılında, 3 yıllık ortaokulların bütün sınıflarında ve yine 3 yıllık liselerin ilk iki sınıfında 2’şer saat, lise son sınıfta 1 saat olmak üzere coğrafya dersi okutulmuştur. Cumhuriyet döneminde, ortaöğretim kurumlarında okutulan ders kitabları, uzun yıllar Besim Darkot, Sırrı Erinç ve Sami Öngör tarafından hazırlanmıştır. Bu kitabların, Ortaöğretim coğrafya öğretimine büyük katkıları olmuştur. 1987’li yıllardan sonra, ortaöğretim ders kitabları hazırlanmasında, Reşat İzbırak, Sırrı Erinç, İbrahim Atalay, Cemalettin Şahin, Erdoğan Akkan, Doğanay gibi akademisyenlerin katkıları büyük olmuştur. 1981-1982 Eğitim ve Öğretim yılı, ders programları incelendiğinde, ortaöğretimin orta kısmında Tarih ile Coğrafya derslerinin konuları birleştirilerek, 1 ve 4’er, 3 saat olarak Sosyal Bilgiler dersi adı altında işlenmiştir. Lise kısmında ise 1 ve 2’şer saat Coğrafya dersi yeralmış, ancak Lise son sınıfına Coğrafya dersi konmamıştır. Cumhuriyet döneminde, coğrafya derslerinde ağırlıklı olarak Türkiye Coğrafyası konuları okutulmuştur. Bu uygulama 1987 yılına kadar sürdürülmüştür. Ancak 1987-1988 Öğretim yılında uygulamaya konulan müfredat programlarında coğrafya dersleri hem ders sayıları ve hem de ders kredileri azaltılmış, konular iyice yüzeyselleştirilmiştir. Bu müfredat programına göre, Ticaret ve Endüstri Meslek liselerinden coğrafya dersleri kaldırılmıştır. Liselerin ikinci ve üçüncü sınıfların fen bölümlerinde “seçmeli ders” konumuna getirilmiştir. Üniversite giriş sınavlarında, fen puanına göre yükseköğretim kurumuna kaydolmak isteyen fen bölümü öğrencileri, coğrafya dersi gereksiz diyerek bu dersi çoğunlukla seçmemişlerdir. Öte yandan sınıflarda okutulan coğrafya dersleri, coğrafyanın ilke ve metodlarından oldukça uzaklaştırılmıştır. Cumhuriyet Döneminde Azınlık ve Yabancı Okullarında Coğrafya Eğitim ve Öğretimi Maarif vekaletince onaylanan 1955-1956 Öğretim yılından itibaren uygulamaya konulmuş ders programlarına göre; Özel okulların orta kısımlarında, 1 ve haftada 2’şer saat, 1 saat, lise kısımlarında haftada 2’şer saat olmak üzere coğrafya dersi okutulması belirlenmiştir. 18 Ocak 1960 tarihli Maarif vekaletince onaylanan ders programlarına göre; Liseler için tüm sınıflarında 2’şer saat coğrafya dersi okutulması öngörülmüştür. 2 Kasım 1960 tarihinde, yabancı okulların ders programları yeniden görüşülmüş ve bazı değişikliklerle kabul edilmiştir. Buna göre, bu okulların orta kısımlarında bütün sınıflarda haftada 2’şer saat , Lise kısmında 1 ve 2. Sınıflarında 2’şer saat, 3 ve 1’er saat coğrafya dersi konmuştur. Bundan sonra yabancı okulların ders programlarında, farklı zamanlarda bazı değişiklikler içeren programlar hazırlanmışsa da, coğrafya ders programlarında pek fazla değişiklik olmamıştır. Ancak coğrafya derslerinde, Türk okullarında okutulan Türkiye Coğrafyası dersi yerine, azınlık okulunun bağlı bulunduğu ülkenin coğrafyası ağırlıklı olarak ders programlarında yeralmıştır. 1991-1992 öğretim yılında uygulamaya konulan “Ders Geçme ve Kredi Sistemi”, Türk okullarında olduğu gibi, yabancı özel okullarda da bazı değişikliklere sebeb olmuştur. Buna göre, Özel okulların 1 ve mecburi 2’şer saat coğrafya dersi konmuş ve diğer sınıflarda coğrafya seçmeli dersler arasında gösterilmiştir. Ortaöğretimde Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi ile İlgili Sorunlar Bugünün Türkiye’sinde, ortaöğretimde müşterek bir çok sorun bulunmaktadır. Ancak bu sorunlar, ayrıntıya inildiğinde, her bir bilim dalındaki aksaklıkların birikmesi olduğu görülür. Bu sebeble, ortaöğretimin sorunlarına çözüm aramak için, ayrıntıya inmek gerekir. Orta öğretimde sorunlar yumağında, coğrafya dersi ile ilgili olanlar, hayli fazladır. Bunun fazla oluşu, bu bilimin güncel, değişken ve uygulamalı olmasından kaynaklanır. Bugün Orta öğretimde coğrafya eğitimi ve öğretimi ile ilgili sorunlar ve çözümler ana başlıklar altında şu şekilde sıralanabilir. 1. Coğrafya ilmi ülke kalkınmasında önemli rol oynayan bir bilimdir. Çünkü, Coğrafya ilmi, uygulamalı bir bilimdir. Uygulama alanı bir bölge veya ülke olan coğrafya, uygulandığı bölge veya ülkenin planlaması ve kalkınmasında önemli rol oynar. Ülke arazisinin düz veya engebeli olup olmadığı, iklim özellikleri ile insan hayatı ilişkileri, toprağın tarımsal özellikleri, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri gibi kısacası doğal, beşeri ve ekonomik olayların dağılışları, sebeb ve sonuçları ile birbirleri arasındaki bağlantıları inceleyen coğrafya, ekonomik kalkınmanın belkemiğini oluşturur. Öte yandan ülkenin tüm doğal güzelliklerini, sosyal çeşitliliklerini ve ekonomik zenginliklerini ortaya koyarken, coğrafya; öğrenen insana, engin bir ülke sevgisi aşılar. Dünyayı ayrıntılı bir şekilde incelemesi bakımından coğrafya, siyasi ve askeri alanda önemli bir rol oynar. Tarih sahnesinde askeri yenilgilerin altında, mutlaka coğrafi olayların gözardı edilmesi yatar. Coğrafya ilminin öneminden dolayı, geçmişten günümüze tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi, Osmanlı döneminden bugüne, orta öğretimde coğrafya dersleri zorunlu dersler arasında okutulagelmiştir. Ancak cumhuriyet döneminin son yıllarında uygulanan ders geçme ve kredili müfredat programlarında, coğrafyanın önemi gözardı edilmiştir. Sözkonusu bu programa göre, Meslek liselerimizin çoğunda coğrafya dersleri kaldırılmış, lise fen bölümlerinde seçmeli ders konumuna getirilmiş ve genel olarak coğrafya ders kredileri azaltılmıştır. Ancak bu pogramın aksak yönleri sonradan görülmüş ve ortaöğretimde yeniden sınıf geçme esası getirilmeye başlanmıştır. Bu değişikliklerden de anlaşılacağı üzere, cumhuriyet döneminde, ortaöğretim ders programlarında sık sık değişikliğe gidilmiştir. Her yapılan değişiklik, özellikle ülke sevgisinde önemli rol oynayan coğrafya ilminde ve dolaysıyla eğitim camiasında derin yaralar açmıştır. Bu sebeblerden ötürü geçmişte olduğu gibi bugün de, ülke yönetiminde görev yapacak tüm yetkililerin ülkesini ve dünyayı iyi tanıması gerekir. Bunun için de, ortaöğretim gören tüm öğrencilerin alan ayrımı yapılmaksızın zorunlu olarak, coğrafya okuması şarttır. 2. Ortaöğretimde Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi ile ilgili sorunlardan bir diğeri, öğretmenlik mesleği ile ilgilidir. Bugün için öğretmenli mesleğinin hemen hemen hiç bir cazibe tarafı kalmamıştır. Her yıl öğretmenliği cazip bir meslek haline getireceklerini belirten ilgililer, ne yazıkki bu sorunu sadece 24 Kasım öğretmenler gününde hatırlamaktadırlar. Öğretmenler Günü kutlamalarında söylenen birkaç tatlı söz ile öğretmenlerin sorunları çözümlenmeye çalışılmaktadır. Oysa eğitim söz değil, icraat işidir. İcraat yapılamayınca, her geçen yıl öğretmenlerin maddi ve manevi durumları daha da kötüye gitmektedir. Bu tehlikeli gidişe mutlaka vakit kaybetmeden bir dur diyen çıkmalıdır. Öğretmenlik mesleğinin kutsallığı, sadece sözlerle değil, akılcı ve gerçekçi icraatlarla doğrulanmalıdır. Aksi takdirde sorunlar yumağı haline gelen eğitim, büyük bir açmaza girecektir. 3. Ortadereceli okullardaki coğrafya öğretmenlerini yetiştiren yüksek okullar, Eğitim Fakülteleri, Dil ve Tarih-Coğrafya, Edebiyat, Fen- Edebiyat Fakülteleri’nin coğrafya bölümleridir. Bugün için orta dereceli okullarımızda coğrafya derslerinin bir kısmı, meslek dışı öğretmenleri tarafından yürütülmektedir. Buna karşılık, yeni mezun olan coğrafya öğretmen adayları, sınıf öğretmeni olarak atanmaktadır. Bu sorun acilen çözümlenmeli ve coğrafya bölümü mezunları, branş öğretmeni olarak atanmalıdır. 4. Bugün Ortadereceli okullarımızda okutulan coğrafya ders kitapları, özet bilgileri içermektedir. Çünkü, ders kitablarında sayfa sınırlandırması getirilmektedir. 150 ile 220 sayfa arasında hazırlanması istenen bu ders kitaplarının, 1/3’ini fotoğraflar, 1/3’ini harita ve grafikler doldurmaktadır. Öte yandan önsöz, içindekiler, yararlanılan kaynaklar ve diğer zorunlu yazılarla kitabın % 70’e yakını doldurulmaktadır. Geri kalan 50-60 sayfa içinde, bir yıl boyunca okutulacak coğrafi bilgiler bulunmaktadır. Sözkonusu bu sayfalarda, konu planı, hazırlık soruları, ödev soruları ile doldurulmakta, yalın metin olarak sayfa adeti 25-30 sayfaya düşürülmektedir. İnanın bir öğretmen, ders kitabını değilde, öğrencilerine ders notu tuttursa, bir yıl boyunca 100 sayfaya yakın ders notu yazdırır. Hakkıyle eğitim ve öğretim yapmak isteyen bir öğretmen çok zorluk çekmektedir. Çünkü öğretmenler ders anlatırken, ders konusunu sadece kitaba bağlı olarak anlattığı takdirde, konu 5 dakikadan daha az bir sürede bitmektedir. Ders saatini doldurmak amacıyla öğretmenler aynı konuyu kitaptan ders boyunca, sınıfın bütün öğrencilerine ayrı ayrı okuttuğu halde, ders saatinin yarısını dolduramamaktadır. Diğer yarısı ise şamata ve gırgır ile doldurulmaktadır. Bu durum son derece düşündürücüdür. Bu düşündürücü durum, ortaöğretim için hazırlanan coğrafya ders kitablarında gözönünde tutulmalıdır. Bunun için de, Milli Eğitim Bakanlığı, coğrafya kitabları hazırlama şartlarını yeniden gözden geçirmeli, harita, grafik, fotoğraf ve ödev soruları, kitap sayfasının dışında tutulmalıdır. 5. Coğrafya derslerinde yaşanan bir diğer çarpıklık sınavlarda yaşanmaktadır. Öğrenciler, 25-30 sayfayı ancak bulan ders notunun, birinci dönemde ilk sınavlarını 5-10 sayfadan olmaktadır. 5-10 sayfalık bilgileri ezberleyen ve çok yüksek not alan bir öğrenci, kitabın geri kalan kısmını okumasa da sınıfını geçebilmektedir. Velevki birinci dönem zayıf almış olsa bile, toplam 30 sayfayı bulmayan metin kısmını oluşturan özet bilgileri okurken tekrar özet çıkarmakta ve alınan bilgiler özetin özetini teşkil etmektedir. Sonuç olarak, orta öğretimdeki coğrafya öğretmenleri, öğrencilerine bu özetin özeti olan dar ve kısır bilgileri, test yoluyla imtihan etmekte ve öğrencileri ezberciliğe yönlendirmektedir. Özetin özetini içeren bilgiler, dağ, şehir, nehir adlarından ibaret olacaktır. Bu adlar, sadece bulmaca çözmede yardımcı olur. Coğrafya, bulmaca bilimi olmaktan çıkarılmalıdır. Sonuç olarak, coğrafya dersleri, ezberci bir sistemin dışına çıkarılmalıdır. Bugün, ortaöğretim ders kitapları hazırlanırken, Sultan 1808-1839 dönemindeki ders kitaplarındaki uygulanan kısaltma metodu yeniden uygulama aşamasına getirilmiştir. Bu uygulamadan derhal vazgeçilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan ortaöğretim coğrafya ders kitaplarındaki sayfa ve konu sınırlandırmaları derhal kaldırılmalıdır. Bundan böyle hazırlanacak olan ders kitapları, oldukça hacimli hazırlanmalıdır. Çünkü yorum yapmak ve akıl yürütmek, ancak hacimli kitapları okumakla mümkün olur. Ortaöğretim coğrafya programları hazırlanırken, bu alanda akademik olarak yetişmiş bilim adamlarının görüşleri alınmalıdır. 6. Coğrafya, bir uygulama bilimidir. Teorik bilgilerin uygulama aşamasına getirilmesi şarttır. Coğrafya’nın konusunu yeryüzü teşkil eder. Uygulama sahası da yeryüzüdür. Bu sebeble, coğrafya dersi işlenirken, mutlaka arazi çalışmalarına önem ortaöğretim programlarında, arazi uygulamalarının yapılması için, geçmiş dönemlerde ayrılan ödeneklerin tümü kesilmiştir. Böylece uygulama bilimi olan coğrafya dersleri teorik hale getirilmiş ve okul dersanelerine hapsedilmiştir. Gerçekçi ve yararlı bir eğitim ve öğretim yapılabilinmesi için, coğrafya derslerinin uygulama yapılması ve bunun için Milli Eğitim bütçesinden ortaöğretim kurumlarına “Arazi Tatbikatı Ödeneği” verilmesi gerekmektedir. 7. Cumhuriyet döneminin ilk dönemlerinde tüm ortaöğretim kurumlarında birer coğrafya odaları vardı. Bu odalarda, çeşit çeşit duvar haritaları, küreler, kabartma haritaları, slayt, film, epidiyaskop gibi görsel aletler ve bunların gereçleri bulunuyordu. Coğrafya öğretmenleri, derse girmeden önce coğrafya odalarına uğrar, ders konusu için gerekli olan tüm araç ve gereçleri alır, dersi görsel olarak anlatırdı. Ancak bugün bu odaların çoğu bakımsızlık ve ilgisizlik yüzünden çoğu harap oldu ve dersane sıkıntısı yüzünden çoğu coğrafya odaları iptal edildi. Yeni yapılan ortaöğretim kurumlarında ise, böyle bir odanın gerekliliği daima gözardı edildi. Dolaysıyla bugün ortaöğretim kurumlarımızda, coğrafya dersleri ruhsuz, zevksiz ve öğreticilikten uzak bir şekilde ezbere işlenmektedir. Bu da coğrafya ilminin özüne ters düşmektedir. Bu sebeble modern bir eğitim için, mutlaka coğrafya odalarına büyük ihtiyaç vardır. Bu ihtiyaç vakit geçirilmeden giderilmelidir. 8. Osmanlı İmparatorluğu’nun Tanzimat döneminden itibaren başlayan paralı eğitime geçiş ve özel okul furyası, bugün de yaşanmaktadır. Eğitim alanında, Tarih sanki yeniden tekerrür etmektedir. Bugün, ülkemizde özel okulların hızla gelişmesi, özellikle yetişmiş eğitim elemanı açısından devlet okullarına büyük darbeler indirmiş ve devlet okulları laşkalaşmış ve Milli Eğitimimiz sorunlar yumağı haline getirilmiştir. Sorunun çözümü gayet basittir. Bunun için, tarihe bakmak ve tarihten ders almak gerekmektedir. Eğitim sistemimiz, Osmanlı döneminin gelişme dönemindeki sisteme uyarlanmalı ve çağın yenilikleriyle yeniden donatılmalıdır. “Devlet okulu - Özel okul” ayrımına son verilmelidir. Devlet okullarının tamamı yarı özelleştirilmeli, öte yandan özel okulların statüleri yeniden gözden geçirilmelidir. Yani eğitim kurumlarının tüm giderleri, zaman zaman devletin maddi desteğini de alan, halk tarafından oluşturulacak “Eğitim Vakıfları”na yüklenilmelidir. Ancak tüm okulların eğitim sistemleri, devlet tarafından düzenlenmeli ve eğitim gerçekten millî olmalıdır. Devlet-Millet kaynaşması ile oluşturulacak eğitim kurumlarında, engin bir yurt sevgisi aşılayan ve dünya ufkunu genişleten Coğrafya derslerine ağırlık verilmelidir. Bugün ortaöğretim kurumlarımızda, coğrafya eğitim ve öğretiminde görülen sorunlar, ülkenin içinde bulunduğu genel ekonomik kalkınma ile yakından ilgilidir. Osmanlı döneminin ekonomik olarak üstün olduğu dönemlerde, eğitim ve öğretim altın çağını yaşamıştır. Cumhuriyet döneminin ilk yıllarından, eğitim ve öğretime büyük ağırlık verilmiş ise de, özellikle son yıllarda devletin genel bütçesinden eğitim ve öğretime ayrılan pay iyice azaltılmıştır. Bugün, eğitim ve öğretimde yapılan kısıtlamalar, ülke ekonomisinde yaşanan sıkıntılara maledilmektedir. Ancak kalkınmaya hiçbir katkısı olmayan kalemlere, sınırsız harcamalar yapılmakta ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik bunalım gözardı edilmektedir. Eğer gelecekte, kalkınmış bir Türkiye görülmek isteniyorsa, bugünün yöneticileri; eğitim ve öğretimin tüm sorunlarına acil çözümler üretmelidir. Başta eğitim ve öğretim alanında uyguladıkları tüm kısıtlamaları kaldırmalı ve modern dünyanın modern eğitim ve öğretim seviyesini yakalamalıdırlar. Prof. Dr. Ramazan ÖZEY
Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu coğrafya, beyliğe ne gibi avantajlar sağlamıştır? Cevapları Meb Yayınları’na ulaşabilmek ve dersinizi kolayca yapabilmek için aşağıdaki yayınımızı mutlaka inceleyiniz. Soru Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu coğrafya, beyliğe ne gibi avantajlar sağlamıştır? Cevap Osmanlı Beyliği kurulduğu yer itibarıyla çok şanslı bir coğrafyada bulunuyordu. Anadolu Selçuklu Devleti merkezi ola Konya’ya uzak bir bölgede olduğu için taht kavgalarından uzak kendi kararlarını kendi alabiliyordu. Anadolu’yu işgal eden Moğollar Osmanlı Beyliğinin olduğu bölgelere kadar gelmediklerinden dolayı askeri açıdan kayıpları olmamıştır. Moğolların baskısından kaçan Türkmenlerin Osmanlı beyliğine sığınması ile nüfusu ve savaşçı sayısı artmış. Gücüne güç katılmıştır. Karşısında duran Bizans İmparatorluğu çok küçülmüş ve içeride taht kavgalarından dolayı bir birlik yoktu. Bizans şehirlerinin yönetimleri Tekfur ismi verilen yöneticiler ile yapılmaktadır. Tekfur’ların insanlara olan davranışları acımasız olunca halk Türklere sempati ile bakıyordu. Bizans’a yapılan akınlar hep gaza mahiyetinde olunca daha başarılı oluyordu. 10. Sınıf Meb Yayınları Tarih Ders Kitabı Sayfa 48 Cevabı ile ilgili aşağıda bulunan emojileri kullanarak duygularınızı belirtebilir aynı zamanda sosyal medyada paylaşarak bizlere katkıda bulunabilirsiniz. Tarih Kitabı Cevapları ☺️ BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
PK!J˜\Ñ [Content_Types].xml ¢ Ä–MOã0†ïHû"_W‰+¡jÊa Ñgמ4ÖÆ²§ÿýNš6Tp€F\"%ö¼ï33ŽÑçŽ$Yö§ÛØz•LxßhHùƒU¯\òCA›=±Ö>þ$ Æ÷´+olãn¨4A+ÈnEÀkaƒ?º ¸rre‡â}™=œª´„>¾UóÁIˆjnš¢_1BÛÿ›veò ½t"âºxx‚Nw ý½Æú²ªÒ‰K7ÅļÑYn•“°¸â™x¤rÃ1zßK'!ÀªvÊI„„‚p"f3°£\…ȾTºI SÌõŒº¾ÇôWš™¦ÚY igïµÇX6_Ö]7~ fïØË‰È 6ài¢ÕõDÿ_‹Ž…, ¡ ‰ÏóuœZ^tÙ¢yǯ;!Y,}{ûCƒ³/h>ÿÿPK!D5ù†Lword/_rels/ ¢ ¬–ßOÂ0ÇßMü–¾»RPPÃàEMxUŒÏ]wÝ×vi•ÿÞÌúÒ—%wÍîû¹½mÿQMòÖÕFg„¥’€¦¨u™÷åËÍ=Ir]ÆhÈșϯ¦¯pô/¹ªn]â£h— ±}¤Ô‰ w©iAûi¬âèM[Ò–‹O^cj»1Èì$f²2b…×_[¯üle-àɈ•=´^€õ¹-}ÌÍRIh¿>ÅÆ``gBéZXãŒÄTEw¹oržœ–•\7à>j¬ž¥î˜þÅQˆc³ í+ÑaÙ{Bl“¡‚½ˆª¿þy7‚ùÇL_¯TÖßóÁÁ‚Ç„ØÌÿÙ \!ÆbS\ÞÊaà.¦þ7äo€è{ѹg„E%A¿¸á8[“nŸá%é?ñ¶tÿ’ ÜÆÔw½Ø{Bxˆ‰¿›‚É¢ÖKž7a8¸öU 'ÿ³_ÿÿPK!ÊãRZdvñword/‚¨Îlñ€„ÆÆÚx OñÞõ?h›Ùtíf]µ™ÕìêÖé_2Šˆq32;³Û¦-»q…pçóóòãÇÏqþöïú4™µ~YEyöý'ä3üiægnîEYý'Cç¾>ͪÚΧ[æU~©?»y å—KäúP——„ždž%0•~hȳ*ŒŠ¯lüµh€Å…¤öç˜hÓä¥_W ØÆ{eù—è€í¨â+àà>†÷xMrõûUß""Ï1ó¬â•†_BÂû1_Ií{…ùëDóV¸`Fü[ì›/ó¦x%§ˆþmhB¿bóWP/§™÷–µêWühêB»?ÍR÷I²¼´PÔ!Øl´ÈO?gáäÞ}`¸±ø.=§qžŸ*¹³ ´½ˆq"&¿ÿT£¸y–ùn=÷ý§\M"Cò+ýí²_GÙlÛÔMÕÌù™oxª]}š=þæ£ÏTyþõÉvª/Á¯á»óüþ ÅåY èïÛ¨z^`ž¦ËÄÿ}ZåßM ß=ë?=ÆžZ€ß6Œ—Þ³k,°lÅ´JÑ%Pà¨ënD²EckpKïa¥u2-s“tç“âIYX;ÛƒÖ+F¦Üû›žú½w×ýî²Ý²7W^oÙts ÎÍœ‹Äöµèb‹AœŸ¸ª™ïçîj—à-“˺g$ÓLÄ 00±µNw ª¶ÕNG'Cw”ë¹LŠòQtÏJ›ƒ%ªí9úf÷Íz}lÓÃöÉúÙÆÂ8ª¥y¦g{0!üu˜gI™wá½Vú¸U&v‰—4R¯0ÑÝâ~wkht›Ù>´“ŒêÎÆW?K½Á™S²ÂDËÖÇ}æk‚$MäkµewÙ_°–v}EP÷C¤cbÃÜ1Mì¸÷åe½]˜¶ ù̹v‡ª™ëºFžÂ+ç$ÂÄ}xJK¶Ä¨"Š£%ªS в¨QCÔš¥J‚¢î” nuàŠïàùØÒ¿ß¡ëJèXAoƒ†PÉt¥ûáZ+JTÀ¸LyçíGäõë‚lœhI¾X'O¦ËÖê'À/ò±,Ö[D³ÜÎG¯œÓb½8 LÊC¸Ôº›ß+J ™Óœ~i$ší3–\阓¬ƒœ,s*Å'Bà\ïš_DxÀ¯,ßÖ÷n”¼ÞY ¾÷JWF‹D Õ\¡ùpñ¼³n6mÙïpr¬Óüºh×Ýu”/¶ÁíZXî7¶‚[Ø4ñ¤H1—Žˆ? ê§dÉC+o7¨ ¢1ÊwÜŒå•Ê>уr÷óšŒÝ”[ØGžWÒ;kÅÙ ¾‚¥ƒÁ& ípE‰ûh3Üà[l˜dàÚeBÑ‚~ÇãkI^Åf¹qÓÌ-É]Ò¢±íZœ†N›Óœó-aÏ }5F×z-ÄBSo3 ò =>TGv$¯ßô]F¸„àFËêt©èú´TUyÁ åéÌ t¹-‰!]ù¦ûò‰Ÿçs8$ïpeØCˆq0œyy/\éYœ¼èQm¸¯™];Ìm]+I'/-ÕBÞ'Œqµ` ¨“îëÇ=-ÕP¼ÄTôS]Û”…ö…Ë‹uci¡åç’¼?\ÛPM ²]°ªÑÞ÷ýưç5™B¶îÜŠªh¼°ÎaØ9;&¿¯ »Ú»Ë"²XÃŽ“ÂAˆÖ;n-òËšžL€RsÒiá€é²mÅ´oÏËJ%4n¶JžçPµXAä’¨ä¥ÑÜÁc×lÁ …ß%EkýÎ¥uwÛxhõpĤ‚tlÊ,!x¬-ÍÁñ/sâ~jݳ~pÝ¥Üø–¨ž7 Âít φ¹TåóQ‰t!h…Vw\I'Ò ÆRçØžv»Ý¾ÈÓ¥ÝÍóUˆ5©¡Bˆ±m3+^ãÍr8¤&f™ÃîìbMÑà9÷;ÊëölU¢—hƒXnr„˜ûµÃõ~çgávÞ¹ÚV B¢Ræ"3"[§,’ûõp;ÖAI7ÛJ9‹¼EèœÝ^în çXKXJypnäwŽ•8ÜT…,9þ2ŸµµKïõzEàÎè‹NÅF€ÓI™ø„ý°¿¥þ°"i•w ôh7x„$Þ•D´.É‹³„nÒµ 1ȸÍv¢$,£vûjãu¹K§Œ&ºC3¡èÖ²ZxЬiÏDæ¶±Lq'¢>cü¾1÷G%Õ ;’*"*¶—¤´¸_b1Fgu,Ú¨–%–Në;Vï]°›^Ÿr\[¨j1àF¢TO 38¿°ÆXâÇØÓuGÁi4‰Öfï˜;Vô6+þÒ qIN^Ý47[‡ƒ Å N&1ôî¶ÊÄK¢“Ä‹©¼½Å¥±lÑîT¥¶H—;µ+m¹SQˆÌdÖh±¿5Áx°£M¶Ù’»3Z¡›9Wf»r•4—3ò´ +åK'ïØD;´H4m–/¶o©J°œm'èjš¾¬ÌDrVf‡G»í½7¨Š¾ Æ"¢BH…ý½ ´¸³—‚ {?¨ïænù³ê”™Ì» »ÖeŸG*w앀ݕRÃݽêÔ©E`ŽlÚZWõüÓZŽQI ÛThßæš±éªëzX1þòeT^$.*‹ _Ø”Ág¸t±SJꋇ^HstK™ ¸3ôf–º…΃ Õa»Æ{~ïDÂ>õæa6Ú¡ÌÁfˆ“ 7%TíÛJ¯¨y2â,ÓX^‹» ½2çáhŠ{2›£¼Å‰KÒOBxn¸ì}iœ¸Ûúáé¼9$^–éF}²x1Ì ÖÀü8ˆÁi*‚©Qè¯ò–Úä ªÜ˜³Ù GË ÿsÎaºzûW3ŠÃçŸ wys8Mù†h“]K*õ“I¡‡–ÕçÌ[PŠBÇÑ_4ùPšò!àÛÌÈ8¦G¦ÌÈ{À`´¦w[ T»['¯pÖLz½vû‡8¦³TáRï’ïQÞ%Ž6üÞ>=>Lœ£ÑN>ÿx7ÒûAÖî9>ÓM`×* þ¿½`ü±ÍVèGfé×Ì„¯“`”§´>~ 0>2Ÿ,Uxº=ý˜âc>ÙÉû±ŒP÷N¿iüž* …ÿZ½x_£~¾zñÜyy”jÆž†°—ÂÀ˜±Ë Ó j±üR”xéú\ˆË/•‚KcP mëü»Ÿ$y7¥éŸ+€Ã,{uSϾGéç̯g3h6ãò²I?ß?hAÅÕ¯?l¢“mt Hz,ßbuò] $ÛæGf™~ÍNý81Eaa!£²ÄÉKàêÝò4± ‹8–¹[7PrØÌ™ÖÚk—ow}tÕ£ùæÛbS1V”Ê6HvG Á¸t6bsºm òd-¼‰öNÈCqaî7 ¿\nÛú5øxWé›Xå¾Â!¼ÚµVRj7 Dx`™6ˆmAA£2edǬÚ&—Û‰æ GÇøÊÒ±Üâ\˜YnnòÅIOk“]ª³¸›ëâœ> ó€”à%™bh´ü[²$ä¡×¼M†7ÔÛ»Å’Æ _O€¦Sãwºd%¼Â×=‹Š°Û¦ÑƒžÜ- ³÷{= ë‚c„-Vmcâò» Ó´M ¶,YQ¥[Êh³FÌùÚÛp©XFNl•d3ÄiÛÎWhRâŠìž*Á–§£j˜é!^"ý©ö ¤ ä»."o z6BèÆnh±9\jµ¸ÛºÒ—Wd&A{Ê]¨Vm ëFÂŒëmS&çõ–¼KÃÁÅöU^ˆ“™, °,“ó`ï ãVsÚ;nRÂ\Òó¿æóŠÜ/óK‰SsÅÝég™Ek"¥™OȰ范ÕåU?“7G'À!Ùû$§—DCÚ¬0bC/ÔsœWþRÏÈc+”¯B÷¼“„8¡ûpieSå„å°KfµAPíÄÓcŸÎÒ0ì 9nÜÚ“ P$òÎ'5Myçìõ–cI\°rÔq°c;¾ÄÊZ–‹NÓÓcGº{ÊvEÿõvî\Ãùj3ßø Ä'Ç'‹Òis¯TÃVAÜd +L »Jv²S½ ]ù*r¨ 6±¼rNý hNœ_ßô8÷ÛȽÉ^dµÍÆ¢r¶wÂÊAöºƒêU”ìUÞÞá¼rêˆÈÉt‹æìèÃn¹7êóýpp¥K’ž_Üã¤"q×§í$æ=ŸkÜ~ ¶ªì÷Cϵα oÀNÒé¾4öëe/ö¼›N½‚L¶?¥_ùeŽSÍØ/ÿüåú—?Ê3“ýùŸ¾ü³ÆN¿,AfßPI‚Ük9nIÇžÀ9ôPÛå$£7Ê ÌoyzÑò³ÒøAùòÇÙlKYÔ7òÈfÞ¸ ý˜Ã_7xZø5̶»±6f³¦SàR—³Ãî`QÒŒþòG‰¬öù[$ˆ— ãoo+¿DTÿþæ±V;•~Câ;ùPÂÂìo3mVß ôÿÇl>F"÷³ÿv>äáóŒùó?¬\p ¦{bL xŸ™‡0šp€~ùMjø Õ ÷hW=4Ø’åg¢yÿÖWO+†óÃ>ç›R¾=Ó œÅàÉ—–×Xׄ>u²C î_€wäxx‡‚ö“/m.ôˆéW~ÔÂ' ºgX„lÓ“%meãÊ/Ñ}À¾/²ätŒÍPµ–íŸ-…bæi¯HÊ4ËøËaÜ'èÜPØA„ˆàÝ É¦¢É/b6ö§mK\•"ÃdÃ>’ìÜp‡>Z¨-CkÕ¢_è”PéÖö`ŠjŠÂþ-À¥ySϔض£H-ܘUR»rM»mmV/[»Ë°Â¢ne~Ç y1WV„ /Bji¼]ÇãkÆ%¥pǦÔP\d8ùr1ùò˜õãñoê'ÄAjÒ‹¤éÅkV¢Ž;>¢UA\p{3€ëC”SÈàGQ †ÖÔ˜ŠÅŠv¦”Y„bEqˆ¨8€ „K ø~C$†™ dCqµ’]n¾6¢Ñd쉡uªBpŸb}•sóFwKA,`F ˜_úãßÖéP²¦æE¤Ü—×Üdö̃ŠÝ_"úëƒÂG²%òÚ”ö!÷glEi±~êÈU£Rù‰¶Ì>âzæA/—ÎÆwí>ŒÆdÁ›l÷Â9žŽ1šïFã»ÎønHMÃæ*kv¨F ògôrÙá…õ†HÚà \x¬£‹ ¥µ”? ~ËNewrgÑvÖÝí8/½/›üòŒãZ%KNneE zÓåÀü¥ø©²†ªP‚Ø?‹Zú E[¨°„g²8GŠŠ~gè³¾‡îÿ׃úµ5—ÕL—xß*›xMÕ õã‚%³¤AÙËMöºxMQÉ^WE0•T"G~׆úB”.\úæaÆ;~‚J˜ 6oS‚ èŽiã5 ˜ µ6ßå±¹wt8ølèEäù"m³`]ƒÃP`¬4œDÛp¥°4—§¡QžÊ—½nóœ¨v©Óñ]WèÀˆÒ9ÝÜã§ÏŸ½LÚ4ÍeŽƒææÇy¥» "êÆjßí~›{^Ã/ÞÞ“pÔ*M–¨¨òý¾4ÁKüú×~t…šÖëͪ”ÖôÛm9†tfÉXÈ™ÀÉzX"fIV¯sÁ÷ ’üV¥T?ˆ©ÃP–ú3‡øÿ4éc€Éõ»èÇ6Z ÆZf>ªgœÍ6†¸tŤAŒá ùs> ¥K‡Þ¿Á§HÛÎ’ó^‰èm;QnŽÅ¡x\ñ³{6M 5>Ré7ܵ„0ƈ²ï&Æ\ƒ²Bhûo½-ýIêÁ×ûb±,8¯âZe],Ö8ˆ§]îÓ&x>èÁGåëL?ÉøW` ÂqÖñ$lå Ht˜s–jõÜügHEc, UÏ¿³^5òTÂî³1Ñ–u •²ì{~‰]ïà¹ãZÜoÍ+Ëûm?‚‡ì?¶6àj!’ej—ÊhÒîa̼ñ˜–¼Í€y-º™›80Ó˜D¤¢ª1¤}Ħ¹-KÒ„>Pê€C.{t›tÈ'FŸ£áˆ2æÖж¯ä`ÝJ8ãΈ…j3º4V¥ƒ¹¥°¹°"f_’¤K‡9ÈÖ¾œg¼ üɶ—2šÜ‚çÅ ÓÉéÖBîKw…SýCYU1>‡`bnÍœ ´ú”ÜŸ¿þÛPΕT¬Ê'´{%Õ˜ ãØ+ü Êxò],{sò›¡WÓ§úP”æ½õcókÛºÝ÷O*ˆßxC–,D_´ý •húäkáÛ rÊ+ö, +&_ûÑYhñ¡X%äBˆú/Á§ÞˆÇÛ—»YèÕ 9kŠËá’r5œ±"íøÞkE„!ÅùÑê zhợë•f„ÓfI"íûøª&v,mnU©ßAÑ-ëÀœI߄޶œF‹âÛ7èkUíêÜ„¥KD¸Áz¨ó OrÈGÄ÷yWi½/kBÃæþÖñÓãG&¨³jÛ—o´½fuY9O'OµÙN ìíîíì$Å﬇ÚÌ7œòQzUÑKLEécs^ÿ"¾{ÔŒ¯C›½j†}ý狾zÉ[š-µkO+žæîË—ÍG³ôq3çH7¶¶RŽ>ýå©\Miû–dcÃÂQþçA0òÂ>¦ è5U²7—¢\‹âÉ40M£¼b’âÊ”VD þG? ;>%¹CÊÜ\{Hû™²1MOIKψHEÊêòŠ—d¤œŸÒþ¾¸ˆSP’p7ßQÁ9äÔ÷MàÏ_ÿeœÍƒ2 •ñQf4 ¸FƒRR‰›äAgµBîbõºrÇN+¦£©¯ŽRé€i £$;™D*O³¤²‰›æIw¢=2ü–yPþ–”aoš©ZDÄœ aåªá㆓ô*áï1%dÁ5جI?§7A¤Ï-VOzLÇèqL»uxÈÇß{ö0Aaµ+ô²¨F23¿¢Y2˹Bµ,d ¶Nñ`óßÂdˆóR'Âxø˜õBþGCIt‰B] H”¾—¿¦~[õ hÁ¾„ýa-øñX7E=PmžÀ0¤–Br5íÀ}œx~ >ú†€v-ï&‚¢OîXãb šVîFçÒ~]Ä©¼R¤9SÊŽÓÜ©‡k ¤+4h¶,¢ÁQM¹ˆÀü¶ÇwÂS¸šÚ^ey.‡à4Ú‰Ï`Ä5óc~œ5ovÛ¦˜*˜‰Ñ hzi‹;–ë^4"ܘD‰‹ºØœÊˆ"tM¯Y,¥e¹µùp¶––¡òì[ù1°ÆÖŽ ,4[ÿ´-%ë’£åo9¦oˆ£u ÏŸn½xñLÏs–ÄåÜÕØ>–â¹"beËoœÎµYrU>Y^ˆ4mO4ÄàCY†¸E*‰.ASØ»]Ÿë ,¥qÁºïÓ¤€†d~ocÆÆ0ùêÇÌDœwHBñ/Ñ$†ÿx?À˜úÃï¼Ó;íx7ñÎ'>ñŸxûMb0¼6JUñúÇ^¯~ÿén“ìS¡¶‡ßÚ¢ßâN>ý4}yˆúÌn¨½WøGÂÞ\Æ$!ì}?çW_ÿQ¢=]âßøb{;»bùÆS”ܾpõñ2 ²‰¨cŽ£À9;¬†%5[ByÈz[Ei¶Ü1Tu KHÁ5dƉÑùÚç„p°‹™ëXÕ=cU/?¼;þ°÷ÖP¢ñÿÿÿì}É’£HºîÈ☻mêJ1 ²;Ó „„„4lÚ˜H Xõk\³{v]›³ê]e½H?ÉuBŠŒ¨ŒŒŒêŒÌô¨JI8à€»ÿƒßÿ;¥ôm9ÆèÝ †5µÉÞœ‹xs¥îÝøã=CXDAÕnÞÿ5}»†+ZuÓÍÔâç¶_{ôûâHcXƒ§ó› ûµþñ¥N²¾^›æmÿº4èÀ÷Õ+ɹ1ö>QŘº?fÅ0¹êäS¿ûý¢“¯÷Sh' HÎõ± ¹ÎUFã8l2wßÔ“‚[†àõ Ü»dǽæèãþÃ÷»tž&æUÞ,æße;½ÖÁ_xîÛhêÀ×Û†fd†‰yóþÃ?WõJ†ãƒÿJ› Ü{ꦔ˜¥£z„¿$èoÓkT=UÿËÑUK๶~qUÿvrþ¾-•"5QûùÍÕ~¦ñ¹–ÌoÊø\é°Ø¯8Ë¥~õ€lÀ¡rš¸ôÔÿýÿžwƒƒByS‚‡”4SÝäÓfÈ¢˜¥ýÑ„J¦Ñ`ŒþO¦ÿú¯ à\œ?ÃQ h¤bBÔ}Œa°ß>\Ž,œ‚ƒïöH÷÷ë}ËŽ;¾qoçÀ§ºŽ>M5ŠÙÈQßÝL_[’Ì´4 €Ówž ¸‹Ã!xÞ¼€/´ÜàCré[€m]¸Ég‹œ÷¨3 ü¯0'~ôÉg¾$Ù^À>MP~gføÀ4àIþñì!oƒ{Å_£1€è¼çš ;,±Ûž°£Né•R¥DP¥?]¹9Ê;ËZñ•Ó—HM~ÛòÕ\P“y…2šñ÷ôÄŸ"ê 1œ`s;’'Ñ3kˆç…="è»pÏ!º²üñ6›øæ8†ìêXþ÷ãz>/åíAÜS‡²v?N6¶¹‚\µÍc¾Àµ2 HWÜóüÁ;Ñ Ïœ%AeñÇèŠ+_àQi ’–ßj>•¶ùu£È6YÏñ™3êò ×îB.Å^SqÞlþø[×6b*SñÝÇ$_K²ÍÈ6Û/÷*g*žcœSŒ3¤ª¾`kÄT ¦âBÎ0Ý'Eø£¿‹Ôè'&7¼èÄgÄT¼»ù~3¡þc›õ£>¾N}å`bƒTdåV²V¬lÚÙô¡ÄÝç;?*8A ±Aˆ BlbƒtÓÍZU8 ‹ùËc+¥PtΜ×7êÉëá'q°=æÏvÍUüÜsµ Žï¹g£øãsËFØÌ—AAVŒq„8=ßÉ„ˆØ Ä!6±Aˆ Bl§úä±A"FÏgƒžcœ„Ø ÄßrÄànÿà˜Ï;8-é~÷¾©—]Ò±Aˆ BàŒ œ¸[úù Ä!6±A…NýãýDˆˆQ€?ô ¦oœ˜™»uìsš¢±qî4Œc””R$ÁæënåEÞÞâ}n’—]DžžéžµŽÈ»±A IË~&ûæ’ ‹P2öÛhê`= 0ÂÔ`Ooe†óF”Œýƒ&c3WºÎš?ý–Ž™+qÏ7ggíZÛä[O ?¾6 Ÿ?¾°ÛS€ªå‹M\„á!æ8€ö8¢Ö79{š´ eó?Ï¢•ârBÙæ˜õÝÍG %”³BÙݺÙW>5l¾S´TØ ü¦â¨îÀXü£ôïvž‰°OËcùï眗VrÑ‹2`p^‚?Ç86èêæ³Œ3Ê ²ô$‰RÁѯ1éåNƒpx†›né§²>™%9ßèGßÿ5yÙêÖ,9Æ»›¿ oýÇżé¿N…17¥¶æ»°p;ÿäî>6ÿâ©¡åø?Áõß’ä›Ú6>Õ ßþTC’Ô1bûm•Äßà`Ë6áàKGg?9¾aÞ^d ûKâDŽæ¸N›ÿtÁU¢à§¼’ŸBÓUc'1ßÎ÷ÞßuS ÞZƒ¡Æ yÚŒøFCfÛaÁ_GæêÔÔ™6ä&Ë6ªšÀò&%š?rÁ¿•ÒvÓå\2DߎµÞx”Lë¿1ný÷ؿlj™z½æNïs½¦×^YKKmÒiVS¨w“q%!ÈÞ¤km‚y+Ú—‡e½>p©„úË– "*ŠÛÍ+´”j{AâócµÉf2kiÃÍÒY?Z/Cwî*3‚6ÅöZ£ [z¨9nÞQEb'c¶?â½M'¯°lE5E4C50º369;À—¢TNí%±Ž&™¥G~7u w/$Þ9ªÖæ0ØíDÏWÍÊœFÇæfmúžiy…žPYØîÈçfC_£9š¡µQWˆå¤9p”ÃzaÇâàÑìqìLªÝ=ŒbWQª³¡Ù¯Å=RQ;¢É/Á8ÚçÆNeí’ -ÉJ£nH “°*šg[ Må [¡ui,{deP”‚_-æ˜W¸œ2ñHáÝ©H\ÔI›Ibíi™ñêÓæFÛèT[sŒ5–"Õ´0Y“Ì^sj¬evc—¯–,y…k³+lTœäv;§Ñl LB2Âr9rÖởٵQº3K¸ËÖdµ []VÝucÓã¾[XÊ+¤;-ÝX.–Qkëï¸ÊbƒgÔ4&é›cǃ”†éÊÖ*Ë›J9[Ær¢ì“0 Nâ¼`M&\ºÎ+ì¯Ôik°Ùá°JÕY‚ 5XX¾-‹3Ü„ õX[ •º1Èd´â¶o^a6¨ Eê¼áhDë¸ä˜îµHuFùúñîwLUµÙVâxò¬¼R+ÓU§ùØÕjbÇéH6—W¨Œæ³›WËî÷'\¤ 5BŽWQÙºä=ܯú‡¾?j½é²_“ZJàÆb² r˜W¸u6ŒÊ{\x×iÖtÛZÁ8Þ×tÿdF»ß$¥£X ¾ ª½f+¢”àèÃëmܳä‹GnRR{7Z[‡r[B‚e^gls½¶ÇLYooyÍáñn73©êÀZàj´íŽ’˜ô6Ô8ÑHo&l›éK*æåÖ’WÝθ+õø4Ç¢*ÉÂ̶f†´GpËÙ²fŒåh»\X&e'd$Oë"§k•Õ‹¥AHa¶¤ó Áˆá¬.rfDWõÖ’Ye×£ëô=g‚“† Úû´4²âÄ~}£Ä}³ß—¢^kt§½4¡•y{^n™‹Îo'õ¼BgsMg÷±bL'›q”LÊ“ÝdàÓÝÑZ4_Ex^“å>ÉgáÉã©8ŸëDCìÚÈŒª³?ò ËeÌ+oAk…ö¡¢™Uwces_Vh,Z}òŒ²Ç’¬ìŒÊ•u$N˜UÂ&ƒ¤è´¥’öõõ±¡oˆqeSÊpœ¬ƒ£U]‡.t“ż»ÉQ°œáîù»PmY”ßálÊ$dSž&Çá¡=UË1ãUÔ‰¶ÛFÛ½adžiKM†QE†¹Xd¿cš0qÇá-+¤zS7¯PÜÏ'ÎÎâÒKºÞ!YÖ"™é–µSefYDd½ÂÔèh̬ö=3š\sËg[3™‰’\zc¢÷öÊ!y¯£ºiÓã…&âÔfTS2Í\•éãßm 8¯‰fœíf±ÒE…}qÖÒT¨L¦*è,1\5&»XôfF¸oi 59ˆöžÊÄx¥2†*†õfR÷6zm5¯Õ§uo\›íäöòÈ, °Úo£AÛâ£dM4úB”3R94øtÍî–Íž—¾xhØòÁÛ§I0WX›ôÍTXêáÒàš/‚8dëÈÈoiÞf4¥jAmsiÛÛIcì™ÔlíümgË8ÍU9sLàfôíÀëvWîÑQecnDo+œ%†zÍÝ4W~T¦VCÇËXyXOŒ l…Ä1°;“å Mz»Ã”™½¹^3ÍÕ¤NQôŠÕ0ªd…Éï°º”V¤FÖºeR^šÃ™ÔÊCwîWêeRï÷Ê=Ýd]z"ôLÆÎpYå;‹eXwÔMÕÕ¾æ¤aá}9¶qùuc¶ Z•ªkÇÒ`¶\”1£ ^°F¦ö{f[!p¼Umu¼e`ÏÆ!6;°LfûÃYu7œpÒ˜ó;¤ÚAd½^ÄKA3ÛôTPêY3Hea†;Ztƒm¥?jN£ î©äf;uáµ¼h[Ò’*;êOwÕ„^HáJ¤*½cÚ”6,&SÝ]ì&ñN$QÆædb©º” ˜¤ÎnÍi%dŽ3ÞŸÔdnçQç©[»=“w騹?–×+µ*i˜8y……KNy¡vûƒÊÖšW1‹½iÒaCt¬^훚4š'èò’Ì¢…nWø’.kìØ_/“—íb`ëq¨QÛ¶æ‹§W§%0sÇ£¤K˽±=w–Ù[§© ¶N}ãoYm¾?„ö\¢gÀ÷ñ–ÓM}]¡6[s].L€V$¹¹bmܤYG2z 1äÊ¡ÖìnGC¶Ävƒaë–ï\•¶wfƒ‰‡…jòb»Ë†ÍÃ2=´Æu£çÌÉa`DÍŽ–Èîhz½ù{Üp¹t½~o §µ„°©,ÅFoÍ“ú¨ÖëHŠ$Ѿjõ›F–UÈánoåŽU§í{Ì`IDD;ŽùU6ÙTAç¬ù^]—¼ ï3óš½X³¦87f{‰N²D3"§]KQRMeÆFRw†õý^^aefã¾uVWRÊôއ5vé°vEÃã–mRµ–âx64øVõž°”-¸åÔJW…Õã 0CÉØêLíJ݈ìí×Í×&s"k>2ä}õ°$ ôU¢ø Tu{P‡MÆ_b%àÛn=P;þ¾pEF&–-èCwÝPÈzƒ;È0]ên3ûN7™Žê²° g?ZÓïsÙ2ĺ†XO½¯Om¿_Ó±üu, õÑq¼Þûi››æ•nOMäÝJö›ÛÚ’4í¶iÃ’7û2µKøÜ—™Š0‡³Øa¥Â¦ yœö›-0§Í+dYº6Û=x£P‡]à \~5֚঱uON–ímî~Iö“9Ùuµvÿ,kvÙHôáÎAsMc½tÍÊö ÌÕ¢tAÉæ9Þp½ÙäD™}*zY>!C—•²,¯~îÉ¢Ó¤+¼DFò !lóüCË‹óˆÃ¼-8 h,õÞ˜ó?p ø_¥[xm>,»ÂGÇ“Åñ[k ƒ;†?Ž3XNÈÙàw&OM²µÀ „ÍlAy¯CÊãî6‹Œ°»mjw[ż»©c9WÜáí¦µOØå÷ø5¸ò\äŒxJ^lºp¤À…î†N¬ƒ»ÄÜF_1ZòŸZ`óà”½UËÿÿÿPK!n‰X"£Ìword/ f1d°§fwÆ?•2Ûž¦-àÞÞƒM1Ët7”Ïïß9=/>¥*f,• h¢€ W›½¿=NnQ`Q X‚¶Ì¢Ezy1¯ãÜ™ÀG+ך&¨pNÇ[Z0IìTrjÀBî¦$†V3“PÎÚÉ;´fÿîkA4C¤ñj£ÀµŠêè&hN$Jý=¡ƒö÷Kö’ 0Œî¯PÿiÉrR w§x6íòê¶‚ù ºÎù†œÎ±§6{šµ}ú»ýÿÿPK!ÄNs/word/ɸõ¢Ørb’“ß•_ “¥õ~ݵä³óΆj“Jâ ícDE$ãT¬B»˜¶N02–ˆ˜0hˆÔàóÁ×/gy?±Z˜~¢¯U}Ï3ÑšrbÚ¥*f,• h¢€ W›½¿=NnQ`Q X‚¶Ì¢Ezy1¯ãÜ™ÀG+ך&¨pNÇ[Z0IìTrjÀBî¦$†V3“PÎÚÉ;´fÿîkA4C¤ñj£ÀµŠêè&hN$Jý=¡ƒö÷Kö’ 0Œî¯PÿiÉrR w§x6íòê¶‚ù ºÎù†œÎ±§6{šµ}ú»ýÿÿPK!Qå]Š¢Ëword/Ïïß9=->¥jf,•¢8ŒPÀ…Œ"Eï“[XGTF–¢ ³h1¿¼˜5I™™ÀG+›4š¦¨tN'[Z2Il95`!w!‰!Ï9e¸“áiGÝ›6™µ>Õ=Q5±h‡“ch¦Œ$Ά` ,‰YWzâéš8¾â‚»gG7=RT•ìMAmH²´[ú3rñKÞmäh%™r]Fl˜Ù’ë½SiÞbÙKªÿ2QKÑïkt=Ê7XþO–†4¾{à÷K1²mÛ´ýÝwõ'1Žþ2³ëH‹4üGÂ÷œ½I¸0§•æ°¸~Î9ßO*=ÈÑüÕ=Q5±h‡“ch¦Œ$Ά` ,‰YWzâéš8¾â‚»gG7=RT•ìMAmH²´[ú3rñKÞmäh%™r]Fl˜Ù’ë½SiÞbÙKªÿ2QKÑïkt=Ê7XþO–†4¾{à÷K1²mÛ´ýÝwõ'1Žþ2³ëH‹4üGÂ÷œ½I¸0§•æ°¸~Î9ßO*=ÈÑüÜL¾Èª Zƒâ9ÙsKWŸ?-Û¬p b›µšå¤rNgqlYÅ%µS˜¥›21”¥`¥jf,•¢8ŒPÀ…Œ"Eï“[XGTF–¢ ³h1¿¼˜5I™™ÀG+›4š¦¨tN'[Z2Il95`!w!‰!Ï9e¸“áiGÝ›6™µ>Õ=Q5±h‡“ch¦Œ$Ά` ,‰YWzâéš8¾â‚»gG7=RT•ìMAmH²´[ú3rñKÞmäh%™r]Fl˜Ù’ë½SiÞbÙKªÿ2QKÑïkt=Ê7XþO–†4¾{à÷K1²mÛ´ýÝwõ'1Žþ2³ëH‹4üGÂ÷œ½I¸0§•æ°¸~Î9ßO*=ÈÑüº1-Õë+µÓÄC ŽìÍ •h¤þüƒžï3à©&†š40È`¯¡çåLö˜û˜ µCƒŒz™p¶U _øj=ƒÏQ Eliž¨êH‹ñ].0a +š 5KÉûÁ=Åšûöå³'èþÓÃû?>xpxÿ{KÈYµ…“°¼êÅןüùèCôÇ“¯^BòÌÅyþùãßž>~þÅÇ¿ó°¾!¸ јHtƒ ]ƒbÆ*äd,ζbaZ^±„'Xs© ßWƒ¾1Ã,óŽG—¸¼- xT¯Nï1U´‚óµv€Ûœ³.•V¸¦y•ÌÊÝb¼pž.’Hæ÷¢ÆIy¬,¢õ°Á 'XÄɾÓ8©Ìy »Ü{¯ã¥N;ÞNɧàu©»HÌB¸fò•°ab2›,Ÿ{³+æ&A=¬Ývê*¤ÚÄ2²¡a¦²`‰ædå_jYÏKŠjt–W!þ5ÀŽkÉdBUvviDÛξf¥”OÃ8c6»Ü¯Cô ¨„ËSôÜËik›8gIW¾ 38;ŽYá¬ÜêÍ3ÙÂMA*d0o%ñJÙrgWŤü9©Rãÿ™*z?»‡å{À‡KaΔŽÇ…Š8T¡4¢þÛ`jDÜíÂ4\M›ÿ‚ìëÿ6ç, “Öp„T»4D‚Â~¤"AÈ”%}'kd{—%É2B&¢JâÊÔŠ=&û„t \Ñ{»‡"uSM²2`pGãÏ}Ï2hê&§œoN%+ö^›ÿtçc“”rë°ihrû"íÁWµëÍòï-+¢'æmV3Ï `VÚ ÚYÚ¿¢gÜjmÅZx©•^\Ô‹†…$¤ÿÀþG…ψ c½¡ºÚÁ14Nv“&eM›µNÚjùf}ÎnÁ÷ˆ±µd§ñ÷]4g.;'ÏÓØ™…[Û±cM ž=š¢04É1Æ1æYùßGoƒSÒ£zè¡ÉH~ËÑ,]ÿÿÿPK!àÜ}Æ word/ ¬3EÒãôÒ%ѶNúëûJÑ8aƒžD¾å{øÞÇOO´[=1´œm-çƒmyÓ²ãÖúû¾\GÖj˜5¸ãŒlg2XŸn~þéã%ˆ” 6¬‚ ÖIÊ>Ùl†úD>ž0`¸ XÂU7‹‡s¿9í±l¶kåóƵíÀš`øÖ–LkÚÖ‚ü •J‡¶&ÓgÖ?bWkæ¼>SÂähqH>p6œÚ~˜ÑèÿEƒO3Èã÷‚x¤Ý,wqìïINá^¸h^4~Ä=¥^“a€ÑN‡KqË^`ÿ Kª?ª7ÚöFAºc§Åó¡{£o¨¶âm[ ,t™¡”´N¾¸ê ©.ŽoÝGýË9]]’žˆŠíhÛÖF1 ~ØK, °‡žtÝØŸuG0€]’£ÀkkiʨÓ>wòW{É{zÄàshGòôÜŸëÿtöÌ÷]¤ùõ \K"ö=ÁZÆ™¼›åþ—t±€$kç’qIþÊåù m³µÖεDãÛ,ÒZ—°fš.¯p©3Ì•¢þÇ”/ú´×ÿ+1L!ëšýƒw¼!*“gѾ컡ƬŠâXlÂ‹Ò Ê¸…Ô̲¯—¨HKÅ] §xegçå§ŽiñÚ,߈æ~lÇ&;^ ~çFNîícvÛwr‹"3¡ùY9Sï]Çã¡S=r1oÈwÜ̈†äyFP話>Aè¤vjòúý m'޾E¶æÆ‰"„B£oQñ^âÙ…1Ò¸t" »0ų‹Ý87æ ̓0õMYæehäD~XãÉ sJc'fB¶±ÚYF;Zî"'2þyæ;1;…º±{?=£oEîBZéylÌ[é¡ÈOYúHÿ?©–‡Wˆ&jÇUŸJxÌWT¿]¦•hñêNÍoxÅhR‰‡´e3¿"°¿o9ûs53×kÍîºÆÌÓF“¦úœFØî‹ã‚;I†×ï/Xjñ›àç^[»Üa gsŽïOx-“-éùÚÏZ f7¬3kþ p³¤ç’HX݈ÊÏ-fÇù“b}ÿU‰Â߉½ZïÈî{˜‹ RյǓtÔDpk`Í/ÕÑxîȃ›â\Èz}©é°¼™æ-4Xb´œ¿LC-˜i°f^ýDÀñ“n>*úw¿æóLÜZoH à ÷êª h/žŒ„iãV y‚õ…4„í¹oŠŸÔ6㎣`’î3?Ë+Y…¤„û+êªÁƒúXª+åqä¾òå’4¤n¡÷Ï´Zö•_´ã];È=éaµ\ÈãôþuD^ú›ÿÿÿPK!zÔKR word/ {ɳþ›“7ÅÚAUò& X{§D¨f“JÀ²vP Ë7± …Ám³¨nÈ›°¢nÈ›Ô y€º!oP{òn鎼 XÖÜ`85OÞ kz0yò&YsÃ^òÆdüæäM±vP•¼ ÖÞªá9–µƒJX†¼ X/É›„d³¢nÈ›°¢nÈ›Ô y€Ú“w3HwäMÀ²æÃ©yò&YӃʓ7Èšö’7æÈ7'oеƒªäM±öN‰P y°¬TÂ2TGÀꆼ ˜É›„„Ydã¦nÈ›°¢nțԞ¼›Aºo–57NÍ“7Èš Pž¼ ÖÜ ÏÙÂyQòñÔ~MPÏd§È€ƒ'QõøŠÇdÅ›O‡´ÌVhXÔ%^FѳC;Ø=¬ 2”Xø"ÂݯxJ'׈0è$˜ÿzåT 0•yRÅ“7=”oÂö$Ù8z¦¯hÙÙd'Ë¥4h’}]º[äî !HõÈɲÏĦ*=ŒÿoQñohÇ[fÏôz—×£ñå™npBU%¼5háA¯Ô%~gqÂ^¡KŸOZýÉÞæb°¯VÍ™yTm×°¨ÏÎïvXê¹Â N;ÖèžÊsâôVV’§É£ŠªêžƒGÍ•Ï BëªÔ¤!8tá4øã.”.€Bü?5åêåW¦DÁý+îû¿0lWK£Mý£>_¥ên¿‡õ±$j¥iÔÏñø8j²O˜5¯Œº”‹¨w¸ Côµî2 D¯rõ¨¹&šeùQ“´ îm ¿™¬¨å¢©ËP%B³ñ=A6ý¾Ó»Qá§{‰es°d~}“°§ØÝù\¾³üÔzÌʺEOKÊÍɆ' ÷hÒ˜ÆBõýjV0×’ÔcÖ¨Û“ÿÔjríÛ¸W€rû–kßÎö dAõÍ=SìùmƒÛG…•©_¸Q_‹,¬¿ÕŠ›K&= =µ¼©¿g0¨üS,…poyèˆþ_äAÁTf‡¤ãOÕ7ùÃŽ²Ïùw!ÈÜg”JÔ¼à¨yõaSü. AŠÜÑŸonõ[h›ÁîHíØ"C”FêEjùž½ê„…g³g°^Ë>r*•“ÕOËÛùBÿ„…M•9hʆ÷¼´£€V+èþï;£–vyµ¯ŠhÔ=îirMêWº?°¦~Md"脱‹¬LÖÎ ÿì+„¡U0[9¶²›]„V&ë¿[øÎ{¯¾ÍYUh¿gÕw7k¥SkòV %èõÂì©CžÎ¯u¡Óô$[ù^2qǪ}“€b jß$ XG§ÔËLß$`uÖ7 X5]£>FyNµ1ʺoæÌN€`Q7äMꆼ Ý7¨=y7ƒtGÞ,kn0œš'o>bóªo€òäM²æÅvú;£¬ï¡”Ã/7ÅUò& XG§Ž¼ XøˆM&”° Õ°º!oP7äMꆼ Ý7¨ò&µ'ïfîÈ›€eÍ †SóäM²¦”'o>bà {Éþ»“7ÅUò& XG§D¨f“JÀ²P Ë7±I…ÉmcT7äM°¨ò&uCÞ nțԞ¼›Aºo–57NÍ“7Èš Pž¼ Öܰ—¼±¿;yP¬T%oŠutJ„jxŽ€e –!oæKkò&áÇÙXÔ y,ꆼ Ý7¨=y7ƒtGÞ,kn0œš'o5= Ò0³±&=¨&^ ñâvk„ åÏ_àî7JêýnÖsëÃè5 +» ÿK¼ìq¸[“ T_×kW'SÓ˜/5údçøQ%JáxàÞ9CüÿS=exf>ìŸ2Ô£0ª9q¯XàÏc_ft6¢9qý5L‡å[çA¬ž+ÄÍÂ㌞–DôÔåNœ½„{àH˜=nS^Æ™XJØëæ}S 0–’šÚè9ƒÆßä„b޲PB]½Á0¬c±ÜŸ¯ÖK’†±}TU¨¬œ¤×3FïW}]CÙˆ§'O_ïÆGèUµÖÔñQ³*?j±£¾þ9ÕjùÇ-W„cܯ>NÈB…{›èo&;j¹iê6TÉìúž$›þØ¿éݨôÓ³Är8X2¿¾É,ì©vw¾–ï,þj=HæUmâ—%åádÃ0Û{4iLc_ÍýjV0Ÿ%'¨h/æ¬Q'ÿkrãÛ¸W€vûžßÎö dAÍ=S£ìùmƒ¼¶2 ñ aV+S¿p£¾oydOˆwÑÔÝóü ©;ý"©Sj ª=±½847IÞà¨Â†ëOG•ü…Kè&ªÅ7½ñ`tÖh¥çÊÏW þ,˜€QÍ s%—úÚ&‹‡&å¥ì¯æÉT§ ÕþÛÁèúX°¿•ÅÍ-“^0žZÞÔß3¸¨âSl…to]y¯èŒþ_ÔAÁUf‡¤çgžoòÀ;Ê>ïäß… r_LR*QW‚£ÖÕ§Mñ»4rG¼¹ÕÜBû vGj×À梜0R/Rò=û8ÔÏfÏ`¿–;k¦Y1È3FÚJ™å4»+?žŒ3¢0•ÖÀ4ÛBÈÎùÛ7lî‚&L³UŒnBi+hD`Ú`¦¶¾C¿¤¶•„K+× ˜H‡y~Já1‚© qÁ¬SœlâÿŠVV&á¾Ü4ÌY Ó"¿Iv4£‚•6 ]ªø{¤›‹%„Äu€=X_^ ß2Úa6[ /dÄîñ³tÆh`œÓJŠˆåŸ•ô6Ø’Û¶$ 0Ú/aؖȵWqËsFû!û¤Lò2f´Ch΋¥n…ŽO/d4Ìö¼£¯»&; -³MœlFëIPßp¶ÃŒRϦÙFx%LÄÞ¥ ó"'ßÉ5ÎP{4ÀòKašÊ×pçJ{™6ë¥ÛÇdoET\-œ8ÈñôhYz¶À‚ §¿%ØNÆët*.šYBµ¯ù;Öï¾{Ö¼ rüÚ}Ûs¸3‡÷ÆÿÿPK!r“Î^‚docProps/ ¢ ’QOà …ßMü ï-éœMÛ5‹.1qF㻎¬p]ÿ½´Ýê—{îÇ9Òù^•ÁŒ••Î óJH]dèmµg°ŽiÁÊJC†Z°hž_^¤¼NxeàÅT5'Áž¤mÂë mœŒ-߀b6ò í›ëÊæi \3¾eà˜Và˜`ŽáÖ‚ÈúË”=p %ÎbQü£u`”ýs tmí3ìž²š£zoålš&j&½ ïŸâåók5”ºÛ”§‚'Üs•ÉŸ^RRv+™uK¿åµqßæíFØ–LÝŠÉ2â•JñoY7i`'»Çʧ½b,ý…}¾áVwœ ùŽ÷ÉÃãjò˜Û’0&+z•\ß$„vÏæ»Ãøü—ÓÌB눓øœxä½ãó_“ÿÿPK!Œž€Mword/ }_²hxWZ£f6Vc\–,˲¹ ”V2à;ýú][unîAŸ¸\Î9Ü{Œ§_ZEἓ¤“H…4UF>–‹Î‰`¦` ŒÈÈVx2Üßë´ù»>BãSÍ3² Á¦”z¾ ]l†¶Ñ½Ò“¸‰´"æéSeÀ±\áë¤O&8¾BnüaêTé%½Q8Œ’C±Ë n˜BoÝÃqzÏ¢ ÇlʾÉjõOz ö;ƒÿÉcA³Âíï?ƒú]Fm`` &ßÿÿPK!Ýü“N”>Bword/ ü'Ïrü‚Ìuª¡•.q‹}ÿ†ƒmXL'tn£öì+h%žÙ`f¼šz-ZÔˆÉu¿l¬qÏžBšªword/
YGS LYS Tarih Beylikten Devlete Testleri 3 YGS LYS Tarih Beylikten Devlete Testi Çöz Başla Tebrikler - YGS LYS Tarih Beylikten Devlete Testleri 3 adlı sınavı başarıyla tamamladınız. Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%. Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%% Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir. Geri dön Tamamlananlar işaretlendi. 12345678910Son Geri dön
SINIF7. SINIFDERSSosyal BilgilerTESTİN KONUSUKültür ve Miras – 1TESTİN ADIKültür ve Miras – 1SORU SAYISI12EĞİTİM DÖNEMİ2019 – 2020 EĞİTİM DÖNEMİ Kültür ve Miras – 1 Kazanım Testi[2019 – 2020] 1 Malazgirt Zaferi’nden sonra Anadolu’nun fethiyle görevlendirilen komutanlar Anadolu’da ilk Türk devleti ve beyliklerini kurmuşlardır. Anadolu’da kurulan bu ilk Türk Devletleri’nin Türk tarihine yaptıkları en önemli katkı aşağıdakilerden hangisidir? A Dini yapılar inşa etmeleri B Küçük yerleşim yerleri kurmaları C Haçlılara karşı mücadele etmeleri D Anadolu’nun Türkleşmesini sağlamaları CEVAPD 2 Osmanlı Beyliği kurulduğu sırada Anadolu’da güçlü devletler yoktu. Anadolu Selçuklu Devleti 1243 Kösedağ Savaşı yenilgisinden sonra yıkılma dönemine girmişti. Anadolu Selçuklu Sultanları İlhanlıların atadığı birer vali durumundaydı. Bu ortamda Anadolu da çok sayıda Türk Beyliği kuruldu. Metinde Osmanlı Devleti’nin kurulup gelişmesini etkileyen hangi faktör üzerinde durulmuştur? A Anadolu’nun siyasi yapısı B Balkanlar’ın karışıklık içinde olması C Osmanlı’da yöneticilerin yetenekli olmaları D Merkezi otoritenin kuvvetli tutulması CEVAPA 3 Osman Bey döneminde gaza ve fetihler, eli silah tutan kimselerle gerçekleştiriliyordu. Orhan Bey sınırların genişlemesiyle Türk gençlerinden “yaya ve müsellem” adıyla sürekli savaşa hazır bir ordu oluşturdu. Rumeli’de fetihlerin genişlemesiyle Hristiyan ailelerin erkek çocukları asker olarak yetiştirilmek amacıyla toplanmaya başladı. “Devşirme sistemi” ile yetiştirilen askerlerle “Kapıkulu” ordusu meydana getirildi. Metne göre aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A Ordu paralı askerlerden oluşmaktadır. B Kapıkulu askerleri doğrudan padişaha bağlıdır. C Türk nüfusun azalmasıyla Hristiyan çocuklar askere alınmıştır. D Düzenli ordu Orhan Bey döneminde kurulmuştur. CEVAPD 4 Orhan Bey döneminde İznik şehri camiler, mescitler, medreseler, hanlar, hamamlar ile donatıldı. Orhan Bey ayrıca burada yaşayan yoksullar ve yolcular için bir imaret yaptırarak ücretsiz yemek verilmesini emretti. Buna göre İznik’te aşağıdaki alanlardan hangisi ile ilgili çalışma yapıldığı söylenemez? A Dini B Siyasi C Eğitim D Sosyal CEVAPB 5 Osman Bey’in, oğlu Orhan Bey’e; ● Zalim olma. Âlemi adaletle şenlendir, ● Allah için gaza ve cihadı terk etmeyerek beni şad et, ● İlim ehli insanlara rağbet et, askerine ve malına güvenip, âlimlerden uzaklaşma, ● Bizim mesleğimiz Allah yoludur ve maksadımız Allah’ın dinini yaymaktır. Yoksa kuru kavga ve cihangirlik davası değildir. vasiyetine göre aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A Hükümdarın adaletle hükmetmesi gerektiğine B İlme ve âlimlere değer verilmesi gerektiğine C Savaşların amacının ülke sınırlarını genişletmek olduğuna D Hükümdarın Allah yolunda savaşması gerektiğine CEVAPC 6 Orhan Gazi dönemindeki aşağıdaki gelişmelerden hangisi eğitime önem verildiğini gösterir? A İlk Divan teşkilatı oluşturulması B İznik, İzmit ve Bursa’nın alınması C Karesioğulları Beyliği’nin alınıp bu beyliğin donanmasıyla denizciliğe başlanması D İznik’te ilk Osmanlı Medresesi’nin açılması CEVAPD 7 Söğüt ve çevresini yurt edinmesi Osmanlı Beyliği’ne önemli avantajlar sağlamıştır. Bu durum beyliğin kısa sürede büyümesine sebep olmuştur. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Beyliği’nin kurulduğu coğrafyanın avantajlarından biri değildir? A Uç beyliği olarak kurulması B Önemli ticaret yollarına yakın olması C Moğol baskısından uzak konumda olması D Zeki ve yetenekli padişahların başta olması CEVAPD 8 Osmanlı Devleti Rumeli’de bir yandan fetihler gerçekleştirirken bir yandan da fethettiği yerlere Anadolu’dan Türk halkı getirerek iskan etti yerleştirdi. Aşağıdakilerden hangisi iskan siyasetinin devlete sağladığı faydalardan biri değildir? A Osmanlı idaresi kalıcı hale gelmiştir. B Issız, harap topraklar işlenmeye başlanmıştır. C Taht kavgaları önlenmiştir. D Bölgenin Türkleşmesi sağlanmıştır. CEVAPC 9 Osman Gazi, Eskişehir’de pazar kurdurmuştu. Bu pazarda Germiyanoğullarından birisi Bilecik Rumlarından bir tüccardan bardak satın almış, ancak parasını ödememişti. Rum tüccar Osman Bey’e gelerek şikâyette bulundu, bunun üzerine Osman Bey adamı çağırarak Rum’un hakkını ondan aldı. Bu olayın ardından da pazarda tellaklar gezdirip kimsenin kimseye zulmetmemesini, haksızlığa uğrayanların kendisine müracaat etmesini duyurdu. Metne göre Osman Bey ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A Haksızlığa karşı olduğuna B Rumlardan yana olduğuna C Adaletli olduğuna D Din, dil, ırk ayrımı yapmadığına CEVAPB 10 Osmanlı Devleti fethettiği yerlerde halka baskı yapmamış, gelenek, inanç ve yaşantı açısından halka tam bir özgürlük sağlamıştır. Buna göre, Osmanlı Devleti’nin fethettiği bölgelerde kalıcı olması aşağıdakilerden hangisine bağlanabilir? A Ekonomisini güçlü tutmasına B Devşirme sistemini uygulamasına C Adaletli ve hoşgörülü olmasına D Askeri güce önem vermesine CEVAPC 11 Yıldırım Beyazid dönemindeki aşağıdaki gelişmelerden hangisinin Anadolu’da Türk siyasi birliğini sağlamaya yönelik olduğu söylenebilir? A İstanbul’un ilk defa kuşatılması B Timur ile Ankara Savaşı’nın yapılması C Haçlılara karşı Niğbolu Savaşının kazanılması D Karamanoğullarının Osmanlı topraklarına katılması CEVAPD 12 XIV. yüzyıl başlarında Anadolu’da Osmanlı Devleti’ni durdurabilecek siyasi bir güç olmamasına rağmen, padişahlar daha çok Balkanlar’a yönelik seferler düzenlemiştir. Bu durum daha çok aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir? A Gaza ve cihad politikası ile fetihler yapıldığı B Balkan halklarının baskıdan kurtarılmak istendiği C Türk siyasi birliğinin sağlanmaya çalışıldığı D Anadolu’da sosyal ve ekonomik düzenin bozuk olduğu CEVAPA
osmanlı devleti nin kurulduğu coğrafyanın sağladığı avantajlar