🧧 Aranızda Takla Atmayan Güvercinler Var
Arapolanlarında göz çevresinde tüysüz bir bölüm vardır ve bu halka belirgindir. Urfa taklacı güvercinlerinde göğüste koyu kahverengi, mora benzeyen bir renk belirir. Yükseldikleri mesafe Mardin ve Urfaya göre daha kısadır, ancak daha sık takla atarlar.Güvercin ne kadar iyi ise kuyruğunu yere sürme mesafesi o kadar uzun
Erzurumun 21 ilçesinde gerçekleştirilen festivalde güvercinler, uçuş ve takla özelliklerine göre puanlandı. Bu kapsamda, kent merkezindeki
Güvercinırkları arasında, amaçlarına göre ayrıldıkları birçok grup vardır. En temel olanı uçan veya kovalayan, posta veya spor ve dekoratif. Güvercinler, uçuş niteliklerinin en önemli olması gereken yırtıcı kuş grubuna aittir. Ne demek güvercinler Bu kuşların adı ile ilgili olarak, en güvenilir söylentiler pek yoktur. Birçokları bu ırkların bazı
Taklaatmayan güvercinler kendini keklik zannediyorsa, benim kaktüslerim kendilerini çam ağacı mı sanıyor dersiniz? Alıntı: Orijinal Mesaj Sahibi PlentyPlant. Yılmaz Erdoğan'ın, Vizontele filminde takla atmayan güvercinlerine yaptığı konuşma benzeri bir
Taklacıgüvercinlere titiz inceleme. 25 Ekim Cuma, 2019. Sivas Güvercinleri Araştırma Geliştirme ve Koruma Derneği'ne üye akademisyenler sadece Sivas'a özgü olduğu düşünülen taklacı ve oyuncu güvercin ırkını tescillemek için çalışma başlattı. Sivas’ın taklacı ve oyuncu güvercin ırkı tescilleniyor. Sivas
Uzunzamandır üye arkadaşların kaktüslerini büyük bir keyifle izliyorum. Hem fotoğraf makinası sorunu yüzünden, hem de kaktüslerin tomurcuklarını açmas
Vanın İpekyolu ilçesinde yaşayan Yusuf Demirel (50) henüz 10 yaşındayken başladığı evcil güvercin hobisini büyük bir sevgiyle sürdürüyor. 300 evcil güvercin besleyen Demirel, kuşları için yılda yaklaşak 50 bin lira harcama yaptığını söyledi. Merkez İpekyolu ilçesi Alipaşa Mahallesi’nde yaşayan Demirel’in kuşlara olan sevgisi çocukkken başladı
lySQUfE. Klişe Ama Doğru Maç Seçiyoruz Dedikleri kadar gürültücüymüş tribünleri. Tv başından takip edenler de anlamışlardır kolay bir deplasman olmadığını. Bir de Stoke City'nin geleneksel İngiliz futbolu oynadığını düşünürsek Avrupa'nın kalburüstü takımlarının bile zor anlar yaşayacağı bir deplasman olduğunu kabul edebiliriz. Tüm bunlara rağmen oyunun bazı bölümlerinde Stoke City'e top göstermeyerek daha kaliteli bir takım olduğumuzu kabul ettirdiğimizi düşünüyorum. Oyunun geneli duran toplarla belirlense de oldukça tempolu ve zevkli bir karşılaşma izledik. Beşiktaş'ın galibiyet alması oynadığı oyunla kıyaslandığında biraz güdük kalabilir ama Stoke City'nin galibiyeti ile terazi koyduğumuzda hafif kalacağını da söyleyemeyiz. Carvalhal'in yerden yere vurulduğu bir maç gördüğüm kadarıyla ama o kadar da kötü seçimler yapmadığını maç esnasında gördük. Genç Edu dışında sahada etkisiz bir diğer isim Simao'nun kronikleşmiş etkisizliğini sorgulayabiliriz ama onlara güvendi diye Carvalhal'i eleştiremeyiz. Olsa olsa bu kadar sabrını masaya yatırabiliriz. Beşiktaş'ın kendine güvenen bir oyun yapısı olduğunu ne yazık ki böyle önemli maçlarda görebiliyoruz. Çok klasik olacak belki ama bu maçın gösterdiği en önemli şey ise bu takımın maç seçiyor olması. Bazı isimler maçına göre konsantre oluyor. Önemsedikleri maçlarda daha iyi oynuyorlar. Bu sanırım bütün bir sene böyle devam edecek. Örneğin Gaziantep deplasmanında hepimiz tanıyamadık bu takımı diyeceğiz. Sözün kısası Yılmaz Erdoğan'ın Vizontele'de güvercinlerle olan diyaloğu gibi Aranızda takla atmayan güvercinler var. Kabız Hasbel kader getirdiler İstanbul'a. Hiç bir vaatte de bulunmadı. Okey masasında çiş molası veren adamın yerine bakar gibi geçti takımın başına. Bok yoluna gitti zaten esas adam. Kabızlık ikisinde de değil. Bir türlü sonuca varamayıp hala onu orada tutanlarda. Bizimki bir zaman sonra yancı olacağını bile bile oynuyor taşları. Okeyi var onu da kullanmıyor. Ya da okey yalancı biz bilmiyoruz. Elde o kadar çok Portekizli var ki çifte gidesi gelir insanın ama o hep ara taşları buluyor. Gollere en az bizim kadar seviniyor, yani tribünde olsa iki üç sıra aşağıdaki adamın sırtında bulabilir kendini. Sezon sonuna kadar esas adam dönemez de o masada kalırsa omuzlarda da bulur mu acaba? Hani bundan yirmi sene önce Yugoslavya'nın yerine apar topar çağırıldığı turnuvaya katılıp kupayı kazanan Danimarka misali... Yüzüklerin Efendisi Burs-A-nkara Brotherhood Dün Bursa'daydım. Ne maça ne skora diyecek lafım yok, futbolun cilvesi işte. Ama Forza güzel yazmış "Siz 85 dakika anamıza söversiniz. Biz 5 dakikada babanızın kim olduğunu hatırlatırız."FB - GS maçında bu kadar küfür olmuyordur buna eminim. Zaten Egemen Korkmaz'ın oyundan alınmasına sebep olacak kadar küfür edilmesi buna bir örnek. Çıkarken de sahaya yabancı madde attılar bakalım ceza gelecek mi?Neyse şu kardeşlik olayına bir giresim var. uydurmayayım diye teksasgillerin sitesine girdim. Mardin'de şehit düşen kardeşimizin mekanı cennet olsun Allah rahmet eylesin, cenazesi için Ankaragücü taraftarı da seferber olmuş gitmişler. Tamam çok güzel, bunun bir çok örneği var bu ülkede. Söylenen böyle başlayıp şimdi teksasın kendi forumundan aldığım iki cümle var ki enteresan. İkisini toplarsak şöyle bir sonuç çıkıyor, "Türkiye'de kalkınma politikalarına ve zenginlik bölüşümünün İstanbul merkezli oluşuna tepki olarak, Anadolu'da yükselen sesin içerisinde oldu. BursAnkara Bizans takımlarına karşı oluşturulan ortak cephedir." Şimdi be adam, Türkiye'nin kalkınma politikalarını 1903'ten beri Beşiktaşlılar mı çiziyor? Tam tersine senin kulübünün taraftarından sağladığı gelir Beşiktaş'ın taraftarından sağladığından çoktur. Yani Türkiye'nin kalkınma politikasını çizen siyasetçiye isyan etme, gel bize zınar! Niye? Çünkü siyasi erke laf söylemek karşı çıkmak ister de ondan. O de sizde olmadığına göre sorun yok demektir. Burada haybeden hikaye Bizans takımlarına karşı ortak cepheymiş. Bak hele, kelamlara gel! Bu ortak logo, ortak forma yaptırmak ne acayip iştir kardeşim. Tamam sevin sayın birbirinizi, kol kola maça da gidin de bu nedir yani? Ne olduğunuz belli değil. Ben taraftarım diyen adam nasıl olur da bu kadar başka kulübün formasını, atkısını sahiplenir anlamıyorum. Bir de kardeşsiniz de hani bir laf vardır "ne skime merhem oluyorsun" diye, ne hayrınız var birbirinize onu da merak ediyorum. Okul mu, çeşme mi yaptırdınız? Bir fakirin karnını mı doyurdunuz? Bakıma muhtaç hayvanlara mı ilgi gösterdiniz... Yapıyorsanız da haberimiz yok! Anca 6 da 16 da beygir gibi bağırın bursankaragüçlüyüz diye.. O da nasıl bir tezahüratsa.... O kadar sevişiyorsunuz madem kapatın o zaman iki kulübü bir tane kulüp yapın ya Bursa'ya ya Ankara'ya taşının olsun bitsin bu iş. Bizi de iki kere yormayın tek postada bitirelim! Futbol Sen Nasıl Bir Oyunsun Allahsız!!! 90 dakika sinirimden kudurduğum bir maçı mutlu sonla kapatmak futbolun mucizesiydi. Yazacak bir şey bulamıyorum. Rezalettik kazandık. Bursaspor hiç haketmediği bir mağlubiyet aldı. Üzüldüm mü? Hayır Beşiktaş içeride başka kadroyla dışarıda başka kadroyla oynamalı dedi Mustafa Denizli. Beşiktaş için en doğru yorum bu. İki Gerçek İki Geyik Şimdi, biliniyor ki biz Beşiktaş'lıyız. Neredeyse anlımıza yazmadığımız kaldı. Yine de yiğidi öldürüp hakkını yemeyeceksin. Dün Fenerbahçe'li bir arkadaşım beni aradı ve şunu sordu "Elini vicdanına koyup söyle, bir Şampiyonlar Ligi maçı biletini karaborsadan yarı fiyatına maç saatinde bulup girebildiğin bir takımın taraftarı olarak şu görüntülere ne diyorsun?" Ne diyeyim?! Hiç bir şey diyemiyorum. İlk gerçek şu; bırakın cezalı olmayı, biz henüz tüm taraftarımızla hafta içi maçında sahayı dolduramıyoruz. Gel gör ki Fenerbahçe kadın /çocuk fazla kişi vardı dün tribünde. Beşiktaş'ın maçı bedava olsa bile tam dolar mı hafta içi şüpheliyim. Çünkü kapıların açıldığı, biletlerin 5,00 TL olduğu maçlar da gördük ama tribün dolmadı. Yine olsa yine dolmaz diye tahmin ediyorum. Helal olsun demekten başka diyecek bir şeyim yok. İkinci gerçek ise, Fenerbahçe taraftarının gerçekten 'camia' oluşunun bir göstergesidir bu. Yani insanlar ailece Fenerbahçe'liler demek ki... Kocasının, babasının, abisinin, oğlunun gelmediği yerde karısı, eşi, kızı, annesi gelebiliyor. Bence biz Beşiktaş'lılar olarak sevgimizi sadece stadyumdakilerle bireysel olarak paylaştığımız için tribün asla böyle dolmaz. Bizim için tek aşk Beşiktaş ve aslında tek başına Beşiktaş! Ama dün gördüm ki bu insanlar için Fenerbahçe ailece Fenerbahçe. Biz anne babayı, sevgiliyi hep farklı yere koyuyoruz. Önce Beşiktaş diyoruz. Başka hangi tribünde o bilindik "dün gece sevgilim aradı birden..." tezahüratı yapılabilir ki? Herkese isyan alayına karşı sadece Beşiktaş kültürünün sonucu ailelerin ve kadınların tribünümüzden uzak kalması sanırım. Geldim geyiklere... İlki, dün ofsayt olan golden sonra Fenerbahçe'li bayanlar sevinmeye 30 sn - 1dk arası devam ettiler. Ben bu esnada arabadaydım. Maçı anlatan spikerin söylediklerini birebir yazıyorum "Evet sayın dinleyiciler, bayrak havada hakem golü iptal etti. fakat Fenerbahçe'li kadın seyirciler hala sevinmeye devam ediyor. Maçın başında da söyledim, ortasında da söyledim şimdi de söylüyorum şu an tribünleri dolduran bayan seyirciler futbol bilgisi anlamında biraz zayıf oldukları için, golün iptal olduğunu algılamayıp bu şekilde davranmaları gayet normal..." İkincisi, bunun üzerine iki sene öncesine gönderme yapmam lazım kadınlarınız eleştirmeyin Fenerbahçe'li kardeşlerim. İki sene evvel şampiyonuz zannedip 3-5 dk hoplayıp zıplayan, sahaya inip timsah yürüyüşü yapan sizlerdiniz. 30 saniyenin lafını etmeyin... Şaka bir yana yine de hepsine helal olsun! Helal Olsun! Duydum ki seni Kulüpler Birliği Başkanı yapmışlar. Helal olsun. Sonunda Beşiktaş dışında da zirveye oynuyorsun. Seni şimdi eleştiriyorlar ama ben arkandayım arkadaş. Çünkü bu ülkede iktisatçıdan Anayasa Başkanı yaptılar. Senden de Kulüpler Birliği Başkanı pekala olur. Tebrikler. Tık Tık Tık Sıkışık takvim ve sakatlarımızın fazlalığı sebebiyle sahaya çıkan her kadro aslında Beşiktaş bu değil düşüncesini çakıyor kafamıza. Evet Beşiktaş bu değil ama sezon başladı ikinci haftayı bitirdik ve UEFA'da da 3. maçımıza çıktık. Yani sezon dediğimiz şey başladı ve yavaş yavaş sezonun gidişatının belirlenmesine şunun şurasında bir ay kaldı. Bizim elimize kağıdı ve kalemi aldığımızda kurduğumuz takımların hiçbirisi ev ile çarşı hesabı uymuyor. Zaten bizim çok iyi ve geniş bir kadro dediğimiz şey sezon içerisinde yaşayacağımız sakatlıklar ve formsuzluklar nedeniyle bu kadar kabarık. Peki Beşiktaş için tam anlamıyla ne zaman yorum yapılabilir? Eskişehir gibi 2-3 maç daha oynadıktan sonra anlaşılabilir bir durum ortaya çıkacak diyebiliriz. Fakat şu kısa zamanda Carvalhal'den kaynaklı bazı kadro seçimleri dikkati çekiyor. 1 ay sonrasını beklemeye gerek kalmadan Guti ve Ernst'in artık Carvalhal'in gözdelerinden olmadığını açıkça görüyoruz. İşin gözde olma ya da olmama kısmı her ne kadar klişe gibi dursa da bir mantığının olduğunu söyleyebiliriz. Kötü giden maçı çevirme noktasında alacağı kararlar içerisine Ernst ve Guti'yi katması topla tüfekle kendisine saldıracak basına büyük bir imkan sağlayacak ve yine bir klişe ile vurulacak Carvalhal "O kadar hafta oynatmadın zor da kalınca sahaya sürdün." Bu eleştirilerin haklılığı ya da haksızlığı ancak o şartlar altında karar verilecek durumlar olsa da bugünden o günleri görerek ahkam kesmek mümkün olabilir. Beşiktaş'ın orta sahasında Necip'e yer verilmesi iyi güzel. Bu seçimi yaptığı için alkışlamalıyız Carvalhal'i. Necip'in yanına alınacak isimlere gelince Fernandes, Aurelio ve Ernst hepimizin malumu. Bunların arasında Fernandes ve Aurelio'nun sürekli şans buluyor olması ve Ernst'in sürekli kenarda oturması ufak sakatlıkların da buna bahane gösterilmesi yukarıda çizdiğimiz durumlar için eksiyi hanesine yazıdıryor Carvalhal'in. Burayı okumadan da geçebilirsiniz zira yazar Edu'yu genç sanmıştır. Edu'yu genç zannettiği için bokladığı taraftardan da özür diler.Tüm bunların dışında aslında üzerinde mutlaka konuşulması ve bir taraftar bilinci yaratılmasının şart olduğu konu Edu. Sahada yer aldığı dakikalarda etrafımda birçok insan kim aldı bu kazmayı diye söyleniyor. Adamın yaşından haberi olmadığını biliyorum eleştirenlerin ama Mustafa Pektemek ile Mehmet Akyüz gibi adamlarla rekabet halindeyken kötü oynama lüksünün olmadığını hisseden bir adamın sahaya kendisini vermemesi mümkün olamaz. İşte bunu da bilmiyorlar ne yazık ki. Edu gelecekte bir yıldız olabilir. Hep olmuş olgunlaşmış isimler yerine gelecek vaadeden oyuncuların da şans bulması gerekiyor Beşiktaş'ta. Dün oynanan karşılaşma ile ilgili söylenecek çok şey yok. Mustafa Pektemek ve Simao arasında görev değişikliği bu kadro içerisinde onlarca kombinasyon yapılabileceğinin sadece bir kanıtı. Sezon boyunca Carvalhal'in bir dama oyunundaki gibi her taşını damaya dönüştürebilecek bir kadroyu elinde tutuyor. Daha önce de bahsetmiştik rakipler zayıf diye. Hala zayıf hala Beşiktaş'ın üzerine budur diyeceğimiz tespit yapmak zor ama bu takım bu kadroyla bu kadar diyecek birlükse sahip değil. Böyle bir tespiti yapamayacak bir kadromuz olması da bu sezonun bizim için en büyük avantajı tabii. Ermeni Beşiktaş Yukarıda gördüğünüz bayrak Ermenistan'ın 10. Yüzyılda kullanmış olduğu bayraklardan biridir. Şimdi ne alaka diyeceksiniz? Dün Beşiktaş - Ankaragücü maçında Ankaragüçlü'ler daha doğrusu kendi deyimleriyle BursAnkaragüçlü'ler "Ermeni Beşiktaş" diye tezahürat yaptılar. Herhalde bu arkadaşlarımız dünya tarihini çok iyi biliyorlar. Öyle ki geçmişte kullanılan bu bayraktaki kartalı kastederek ve bunu Beşiktaş'la örtüştürerek bu söylemi gerçekleştirdiler. Amigomuz Alen Markaryan'ın Ermeni olması sebebiyle bunu aşağılayıcı bir terim olarak kullanmış olamazlar herhalde. Başkent'in bu güzide topluluğu, bu elit kesimi, bu beyninin cevizden muhtemelen! daha büyük olduğunu düşündüğüm güzel insanları bu lafı bu kasıtla etmemişlerdir... Bir de, arkadaşlar Ankaragücü'ndeki hece sayısına göre bestelerinizi organize etseniz daha iyi olur. Her yere gitmiyor, dandik oluyor. Sizin gibi. Cezanın Adı Kadın ve Çocuk Kadınların ve çocukların maçlara gelmesini teşvik etmek için illa bir takımın ceza mı alması gerek. Ceza alan takımın tribünlerine kadın ve çocukların girişini ücretsiz yaparak takımların cezasını veriyorsunuz. Yatacak yeriniz yok ulan sizin. Ceza olarak verdiğiniz kararı gelişmiş ülkeler teşvik ediyor diyeceğim ama sizin bildiğiniz tek teşvik akçeli olan olduğu için anlamayacaksınız. Zayıf Takımla Oynamak Beşiktaş'ın geçtiğimiz sezon Portekiz ağırlıklı kadrosunun tavan yaptığı, Simao ve Almeida'nın da takıma katıldığı, devre arasında tüm futbol yorumcularının domine eder dediği kadronun Buca ve Trabzonspor maçlarını hepimiz anımsıyoruz. Üzerinden bir yıl bile geçmedi. Buca'yı 5-1 yenen kadronun Trabzon karşısında görülmesi gerektiği ve Trabzon karşısında alacakları ve oynayacakları oyunun gösterge olarak kabul edilebileceğini dillendirmiştik. Trabzon'u da tıpkı dün olduğu gibi saman alevi gibi parlayıp parlayıp yenen Beşiktaş'ın Maccabi karşısında gördüğümüz Beşiktaş ile elbette farkı var ama bu bizleri tatmin ediyor mu orasının altını çizmek lazım. Peşin peşin söylemek lazım. Beşiktaş kendisine karşı kora kor savaşan takımlara diş geçirecek görüntü dün yine veremedi. Rakibimizin büyük hatalarının yanında kadrosunda yer alan usta ayakların anlık marifetleriyle kazanıyor Beşiktaş. Hala bir sistemin takımı olamadık. Bunun da en büyük sebebi orta sahada iki senedir hiç bir sistemin arkasında durmayışımız. Guti, Fernandes, Ernst, Necip ve Aurelio beşlisinden güzel bir üçlü kombinasyon hala bulamadık. Örneğin dün Necip, Fernandes ve Aurelio 30 metrelik yuvarlak içerisinde ne yapacaklarını, hangi görevi üstleneceklerini bilmez durumda oynadılar. Bir diğer sırıtan ama ikinci dereceden müdahale gerektiren yerimiz ise sağ bek seçimlerimiz. bir hafta önce İbrahim Toraman, dün Ekrem Dağ yarın Hilbert sonra tekrar tekrar değişim. Dün oynanan karşılaşmadan sonra güzel şeyler yazmak isterdim ama bu kadronun artık bir iskeletinin olması gerektiğini ve bu iskelet etrafından rotasyonun sezon içerisine maçlık değil dönemlik yayılması tarafını savunmamız gerektiğini düşünüyorum. Quaresma, Simao ve Almeida zayıf rakipler karşısında oyunu domine edebiliyorlar. Daha mücadeleye dayalı futbol oynayan takımlara karşı sahada varolmak için savaşan ve daha iyi yardımlaşan bir takımın kurulması şart. Uzun süredir kapalı tribün hakkında iyi bir şeyler yazdığımı hatırlamıyorum fakat dün İsrail takımıyla oynayan bir Türk takımının taraftarı hem takımına destek verip hem de tepkisini en güzel bu şekilde gösterebilirdi. 45. dakika itibariyle hem tv'ye hem de sahadaki İsrail takımına gösterilen tepki zamanlaması ve sloganıyla gayet yeterliydi. Maçtan sonra hiçbir blogu okumadım. Mutlaka Beşiktaş taraftarının yeterli tepkiyi göstermediğini söyleyenler de çıkacaktır. Fakat bu ülkede Beşiktaş'ın kapalı tribünü dışında sivil toplum kuruluşu yok mu? Her gündem maddesinin içerisine Çarşı'nın bakış açısını monte etmek olsa olsa Türkiye'de sivil toplum kuruluşlarının beceriksizliğidir. Bu boşluğu Çarşı doldurmak zorunda değil. Bu nedenle gösterilen tepki için tekrar tekrar tebrikler. Bizim Blog Daha Güzel Yeminle... Her şeye atarım huyumda vardır. Yani güzele güzel diyeyim de bu olmuş mu şimdi? Bizim siteden güzel dizaynı olan yüzlerce blog var, sayabilirim. Kişisel sayfaları olmasına rağmen insanlar daha çok özenerek yapıyor yemin rakiplerinki daha mı güzel tartışılır ama illa kendi ülkemizden örneklere mi bakmak zorundayız. Dünya futbolundan çok güzel web sitesi örnekleri akşam akşam canım sıkıldı. 2-1'di, 3-1 bizi fena ütüyo bu kulüpte... Sezon Başı Deneme 1-2 Geçen senenin takımından kadro olarak pek farkı yoktu. Egemen ve Veli dışında tek değişiklik daha önce de defalarca denenmiş İbrahim Toraman'ın sağ bek oynamasıydı. İkinci golü buradan yediğimizi de söyleyelim. Ne ileride ne geride olamıyor İbrahim sağ bek bir başka şey ise Quaresma'nın 22. dakikada 5 top kaybıyla oynamasıydı. Böyle kabul görüyor. Onun bu eksi özelliğini tartışmadan önce tartışılacak, neşter atılacak noktalar olduğu için önceliği ona vermemek lazım içinde böyle bir kadroyu hiçbir zaman görmeyeceğimizden de emin olabiliriz. Sakatlıklar nedeniyle böyle bir kadro vardı sahada. Necip ile Fernandes'in orta sahada yardımlaşamaması en çok dikkati çeken eksiklikti. Aurelio ve Ernst gibi isimler yedek kulübesindeyken orta sahada istenileni alamamak gibi bir durum sezon boyunca yaşanmaması gerekiyor. Özellikle yabancı kontenjanını ayarlamak için burayı bozmak bana çok da mantıklı gelmiyor. Yabancı kontenjanı burasının hakkını verdikten sonra tek şey ise Beşiktaş'ın rakibin hatasına hesap kesebilmesi özelliğini kaybetmemiş olması. Golü de bu şekilde buldu zaten. Sezon başı, eksik çok, hoca yeni, Eskişehir zor deplasman bu nedenle kaybedilecek puanlar sezonun habercisi için maçın Beşiktaş adına yıldızı dememiz 50. dakika itibariyle mümkün. Çok çabuk uyum sağlamış. Sidnei, Sivok, Ersan ve İbrahim Toraman ile gireceği forma mücadelesinde çoğunlukla galip çıkacak gibi dakikada yapılan değişiklik Carvalhal'ın forveti çiftlemesi anlamına gelmediği gibi kadro sıkıntısı nedeniyle forvet arkasında oynatacak ismi saha içinden bulmak zorunda kalmasını gösteriyor. Mustafa Pektemek'i forvete çekip Fernandes'i daha önde oynatacağını sanmıştım. Bunlar seçim tabii ki. Carvalhal'ın ilk maçında yanlış tercih yaptığını söylemiyorum ama öylesi daha galibiyeti düşünen bir seçim olabilirdi gibi bahsettiğimiz değişikliği 84. dakikada 2. golü yedikten sonra yapması da oyunu değiştirecek bir hamle olduğu konusunda hem fikir olduğumuzu doğruluyor sanırım. Allah'a Şükür Toplama Çıkartma Biliyoruz Ertunç Bey! Yönetim Kurulu Üyesi Ertunç Soğancıoğlu transferlerin Euro olması sebebiyle kurdaki artışın kendilerini olumsuz etkiledğini bu sebeple %20 oranında zam yapmak durumunda kaldıklarını ifade etmiş.%20 zam yapıldı demiş. Beşiktaş taraftarı için üç ana tribün var; kapalı ve açık tribünler. Bunlara yapılan zam ortalaması % 28, kapalı için bu rakam % 33 daha önce söylemiştik. Bilet satışları ile telafi edeceklerini düşünüyorlarmış. Havalar soğuduğunda göreceğim ben satışları. Kombine satışında gerçekçi olmayan küçük hedefler koyup yanlış fiyat politikası izliyorlar sonra da bu açıklamalarla kafa transferin Euro olması ne demek? Daha önce Türk Lirası ile yabancı oyuncu transfer ediliyordu da biz mi bilmiyorduk! İyi altına endeksli değiliz Allah'tan, sezon başı Guti'ye çeyrek takar dönerdik, gerisi fıss... Federasyon EA Sports'u İplememiş EA Sports gelmiş Türkiye Süper Ligi'nin tamamının FIFA 12'de olması için federasyonla görüşmüş. Onlar da bizimle değil 18 takımla anlaşmanız lazım demişler. EA Sports'da sadece Galatasaray'la anlaşabilmiş. Dolayısıyla bu oyunun içinde tüm lig olacağına tek takım var. Mesele burada Galatasaray'ın olması değil, bilişim çağında ve sporun tüm branşlarının bilgisayar oyunlarının olduğu günümüz dünyasında bu konunun ıska geçilmesi. Çünkü hiç bir kulüp yöneticisi bu vizyona sahip değil. Bunun bir reklam olduğunun farkında da değiller. Sadece atari oyunu onlar için. Bunun için topluca imzalanmış bir anlaşma olsaydı daha doğrusu birileri bunu düşünüp akıl etseydi federasyon ayaklarına kadar gelen yapımcı şirketi başından savmazdı belki. Ben de mi anormallik var ama garip geliyor bu tür işler bana. Bunları organize etmek, düşünmek bu kadar mı zor?Neyse... Ben zaten PES oynuyorum...
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar Editörün Seçtiği Fırsatlar Daha Fazla Bu Konudaki Kullanıcılar Daha Az 2 Misafir - 2 Masaüstü 5 sn 5Cevap 0Favori 176Tıklama Daha Fazlaİstatistik Konu İstatistikleri Son Yorum 14 yıl Cevaplayan Üyeler 4 Konu Sahibinin Yazdıkları 2 Ortalama Mesaj Aralığı 12 dakika Son 1 Saatteki Mesajlar 5 Haberdar Edildiklerim Alıntılar 1 Konuya En Çok Yazanlar cem409 2 mesaj ALONSO_06 1 mesaj Ayarsız Enerji 1 mesaj W 1 mesaj Konuya Özel Merhaba arkadaşlar bursada veya diğer şehirlerde oturan arkadaşlardan güvercin satın almabilirim. Güvercini olan ve satmayı düşünen arkadaşlarla görüşelim msn den. msn cem57_67hot.... ben de eskiden bakıyordum güvercin ama hala merak var gene bakıcagım belkı 10 yıl sonra belkı 15 yıl sonra güvercin sevgisi bitmiyor içte bagımlılık gibi bişey evet bağımlılık 8 sene sonra başlayacağım işte... bi kaç tane an arıyorum Şu arkadaşı ekle, Anıl verdi de msnini kuş varmı de. İlgilenir o veya olcak Sayfaya Git Sayfa
01 Şubat 2012 0944 sidas Yasaklı yazarlar hocam acele etme 01 Şubat 2012 0946 The M Yasaklı birde yazmasın diye düşündüklerin olacak onlara ne yapacaksın 01 Şubat 2012 0947 sidas Yasaklı onlarda inadına yazarlar hocam 01 Şubat 2012 0947 deeppink Yasaklı ben yazim miPP yazmiyim miPPP 01 Şubat 2012 0947 ihtiyar kurt Daire Başkanı onları kendi haline bıraktım. yazsın istediklerim yazdıktan sonra istemediklerim de yazmış çok önemli değil 01 Şubat 2012 0949 ihtiyar kurt Daire Başkanı deppink sende taklacı güvercin tipi var ama görmedik daha bi taklanı kumrumusun yoksa doğru söyleyukardaki kitle güzel yazın hepiniz 01 Şubat 2012 0950 sidas Yasaklı ihtiyar delikanlı siz kimler yazsın istiyorsunuz hele bi söyleyin acele etmeyin güvercin güvercinse mutlaka takla atar 01 Şubat 2012 0952 elida413 Kapalı yazmalarını istediğin üyelere davetiye yolla 01 Şubat 2012 0953 M A Y I S Yasaklı Benimde konularıma yazmasını istediğim birileri nedendir,çalakalem,deeppink,milat,içimdekitürkü,sidas,ametafor,yolcu_1,elagözlü,raporlu,acizane,ısırgan,arada da The M 01 Şubat 2012 0954 deeppink Yasaklı PPPP 01 Şubat 2012 0957 The M Yasaklı MAYIS sen bana mesaj çek bari özelden, benim konuya yaz diyeRobot gibi istediğin zaman yazayım ben,Arkadaş, arada nedir ya 01 Şubat 2012 0958 *serpili* Yasaklı istemediklerinin arasında olduğuma eminimD 01 Şubat 2012 0959 sidas Yasaklı bak gördünmü demekki insanlar yazıyormuş 01 Şubat 2012 1002 ihtiyar kurt Daire Başkanı ah be serpili ne kadar da yanlış düşünüyorsun. tersine sen listenin başlarındasın. illaki benim dediğime ne güzel demişin, ne hoş demişin, sen büyüksün, sen şöylesin falan diyen istemem ki. senin ters köşelerin var ben senin üslubunu beğeniyorum çoğu zaman anlaşamayabiliriz belki ama öylesi daha güzel. bence tabi.. ben isterim yani yazmanı 01 Şubat 2012 1003 *serpili* Yasaklı bu yazdığım ilk başlığınçoğu zaman nası anlaşamayabildik 01 Şubat 2012 1003 sidas Yasaklı 01 Şubat 2012 1005 ÜzüLmek YoK Kapalı güzel bir başlık...bu sayede kime yazacağımızı kime yazmayacağımızı öğrenmiş oluruz...ve düzenli bir yazın dizinimiz olur...tartışmalar polemikler olmaz sadece fikirler olur kimbilir... 01 Şubat 2012 1005 M A Y I S Yasaklı The M alıngan adamsın örnek az önceki yorumun yahuu ne desem beni tersten anlıyorsun ak diyorum bana ne dedin diyorsun,sana dedim diyorum kara dedin diyorsun ben napim 01 Şubat 2012 1008 raporlu_hemde47li Kapalı benimde konulara kimse yazmıyor ne var yahu sizdebende herkonuya yazıyor kovulsamda aman yazın gidin 01 Şubat 2012 1009 The M Yasaklı Arada MAYIS aradaolur öylearada Toplam 78 mesaj
121 1 - Daunterm 2 - portakalhalil Forumun sherlock holmesleri gibisiniz. Yemin ediyorum bütün yazdığım gönderilerin çıktısını alacağım şimdi, birşey yazmadan önce onları okuyacağım. Ya bu forum işleri cidden öyle böyle değil. Her gün sabah öğle akşam biri sakat bir şey yazmış mı diye kontrol ediyorum. Twitter'a pornon düştü deseler bu kadar endişelenmem hahahahhahaha 122 Bildiğim yerlerin fiyatlarını araştırdım çünkü bu ay indirim olmasına rağmen alamadım ve bir şey fark ettim. K harfi ile başlayan markalardan biri hala ocak ayındaki fiyatlardan kahve satıyor. İsim verip dertsiz başıma dert açmayayım onlar kendilerini bilir. Ya ben artık normal olan şeylere şaşırmaya başladım ya da yaptıkları normal değil. Her şekilde tebrik ediyorum iyi ki varlar. Korcha naturel ve Wegida çok da güzeldi ayrıca. 123 Toplum alıma nasıl katılıyoruz, yeniyim, forum sayfalarindan çok anlamam 124 Toplum alıma nasıl katılıyoruz, yeniyim, forum sayfalarindan çok anlamam Her ayın ilk günü ayrı bir başlık açılıyor " X Firması Temmuz Toplu Alımı Sonuç" şeklinde ve alımın şartları, kod ve alım hakkında bilgiler paylaşılıyor. Alım şartlarına göre o kodu kullanarak alım yapabilirsiniz. Son düzenleme 23 Haz 2022 125 Atorigin +1 ,,etiyopya kahvelerini bir deneyelim ... 126 Her ayın ilk günü ayrı bir başlık açılıyor " X Firması Temmuz Toplu Alımı Sonuç şeklinde ve alımın şartları, kod ve alım hakkında bilgiler paylaşılıyor. Alım şartlarına göre o kodu kullanarak alım yapabilirsin Her ayın ilk günü ayrı bir başlık açılıyor " X Firması Temmuz Toplu Alımı Sonuç şeklinde ve alımın şartları, kod ve alım hakkında bilgiler paylaşılıyor. Alım şartlarına göre o kodu kullanarak alım yapabilirsiniz. Çok teşekkür ederim , zahmete girdiniz 127 Çok teşekkür ederim , zahmete girdiniz Rica ederim, ne demek. 128 CoffeeFactory Şerif beyi göremedim listede. Toplu alıma katılmıyor mu artık acaba? 129 CoffeeFactory Şerif beyi göremedim listede. Toplu alıma katılmıyor mu artık acaba? Seçilen kavurucu 1 yıl boyunca tekrar seçilemiyor, Kahve Fabrikası geçen yılın Ekim ayında seçilmiş. 130 CoffeeFactory Şerif beyi göremedim listede. Toplu alıma katılmıyor mu artık acaba? Diğer forumda bu ay için sınırlı bir kampanya yaptılar ancak bitti hatırladığım kadarıyla 131 Ankete katılmayanlar elini uzatamayanlar kalmasınnn. 133 Ankete katılmayanlar elini uzatamayanlar kalmasınnn. aranızda takla atmayan güvercinler var hahah 134 Overdose Coffee +1 135 1,5 yıldır ilk defa toplu alımda ankete katılmış bulundum. umarım sırada deneyecek olduğum kavurucuyla 1. olan kavurucu denk düşer 136 Bu firmalar hep istanbulda mı Ankara için tanıdığım kahveci göremedim yeni üyeyim siteye 137 Montag +1 Almanya dogumlu oldugum icin 138 Bu firmalar hep istanbulda mı Ankara için tanıdığım kahveci göremedim yeni üyeyim siteye Sezy Coffee Roastery olarak biz bir iki aydır Ankara firması olduk Anketlere katılan kahveciler içinde Zümrüt Karaca da Ankara firması. Onun dışında şu an aklıma gelen yok. Unuttuklarım varsa lütfen kusura bakmasınlar. 139 Sezy Coffee Roastery olarak biz bir iki aydır Ankara firması olduk Anketlere katılan kahveciler içinde Zümrüt Karaca da Ankara firması. Onun dışında şu an aklıma gelen yok. Unuttuklarım varsa lütfen kusura bakmasınlar. Ben de son zamanlarda favorim olan Paper Coffee'yi ekleyeyim 140 Sezy Coffee Roastery olarak biz bir iki aydır Ankara firması olduk Anketlere katılan kahveciler içinde Zümrüt Karaca da Ankara firması. Onun dışında şu an aklıma gelen yok. Unuttuklarım varsa lütfen kusura bakmasınlar. Tetra’n
Günümüzde Dünya üzerinde beslenen çoğu güvercin ırkının soyu Anadolu da yetiştirilen güvercinlere dayanmaktadır. Taklacı güvercin ırklarımızın kökleri göç edip geldiğimiz Orta Asya topraklarına kadar gitmektedir. Rus tarihçileri , Rus güvercin ırklarının Türk güvercinlerinden geldiğini defalarca açıklamışlardır. Avrupa ya yapılan seferler esnasında at koşturan atalarımız taklacı güvercinlerini de yanlarında götürüp oynatırlardı. Günümüzde Avrupada da bizim güvercin ırklarımıza rastlamak çok mümkündür. Bu ırkın yetiştirme amacı taklalı performans ve fiziksel güzellik üstün bir seviyeye getirilirken aynı zamanda ırkların geleneksel özelliklerinin korunmasıdır. Usta bir taklacı yetiştiricisinin üretici olarak dünya çapında bütün öteki ırkların besleyicilerinden daha yüksek bir seviyede olması gerekir. Elindeki kuşların gerçek aslını bilmek ve bunları geldikleri damarın özelliklerine göre, geleneksel yöntemlerle üretirken kuşların performansını ve aynı zamanda fiziksel özellilerini geliştirmek bir sanattır. Bu seviyede kuşçuya günümüzde rastlamak ender bir hale gelmiş olup, güzelim taklacılarımız tarihi özelliklerini yitirmeye başlamıştır. Bunun başlıca nedenlerinden birisi eskiden olmıyan şehirler arası kuş transferidir. Taklacıları yetiştirmenin sadece performans olduğunu düşünen yetiştiricilerin yıllarca başka yörelerden kuşlar getirip kendi kuşlarıyla kırmalarından dolayı geçmişte bir birinden çok farklı olan değişik sehirlerin kuşları bu gün bir birine çok benzer hale gelmişlerdir. Mardin Taklacı Güvercinleri Mardin taklacı güvercininin en büyük özelliği diğer evcil güvercin cinslerine göre biraz daha iri olmasıdır. Mardin taklacı güvercininin hakiki damarında tepe ve gül yoktur. Ancak günümüzde birçok güvercin ırkı ile karıştığı için birçoğu tepeli ve güllü olarak karşımıza çıkmaktadır. Tepe genetik olarak baskın bir özellik değildir ve ırsi olarak ancak anne ve baba ikiside tepeli ise yavru tepeli çıkabilir. Taklacı Mardin güvercinin göğüs kafesi diğer güvercinlerden ayıran önemli bir özelliğidir. Mardin güvercinleri çok uzun ve güzel uçarlar. Saatlerde havada kalan bu kuşların çoğu tek başına ve alçaktan uçmayı sever. Orjinal damarlarında sadece siyah, beyaz, mavi ve dumanlı renkleri mevcuttur. Diyarbakır Taklacı Güvercinleri En toplu, bacakları ve boynu kısa olan ırkımızdır. Vücut yapısı önden bakınca bir “O” yerine basık bir elips şeklindedir. En güzel renklere sahip olmanın dışında paçalarıda bütün ırklardan daha uzun olup Gülleri öteki ırklara göre daha gelişmiştir. Tabak güllü denilen ön tepe bu ırka mahsusdur. Arka tepe bir yanaktan ötekisine uzanıp öteki ırklarınkınden daha yüksek olmanın dışında bazen uçları öne doğru hafifce kıvrılır. Performans konusunda Diyarbakır pek iddialı değildir. Bu şehrimize Türkiyenin güvercin başkenti diyebiliriz. Güvercin kültürümüze bu kadar katkıda bulunan belki başka bir şehir yoktur. S adece Diyarbakırın Türkiye’nin tamamından daha fazla güvercin ırkı vardır. Bunun yanında ense ve göğüs gülünü, Kiremit kırmızı ve sarı portakaldan farklı olarak vücudun tamamının sarı renkte olması r Urfa Taklacı Güvercinleri Urfa taklacı güvercinlerinin en büyük özellikleri düşük kanatlı olmalarıdır, yani kanatlarını kuyruklarının altında taşırlar. Kanat uçları zaman zaman yere değecekmiş gibi görünebilir. Uçma kabiliyetleri ve renkleri Mardin güvercinlerine benzer. Kafaları biraz köşeli görünümlü, alınları dolgundur. Arap olanlarında göz çevresinde tüysüz bir bölüm vardır ve bu halka belirgindir. Urfa taklacı güvercinlerinde göğüste koyu kahverengi, mora benzeyen bir renk belirir. Mardin taklacı güvercinlerinden farkı genellikle bu renktir. Mardinlerde açık renklilik durumuna ülkemizin çoğu yerinde “sabuni” tabir edilmektedir. Günümüzde Urfa güvercinlerinin damarını saf, karışmamış halde bulmak oldukça zordur. Nesilleri zaman içinde diğer ırklarla karışmışlardır. Saf Urfa Taklacı Güvercini eğer bulunabilirse çok değerli, maddi değeri yüksek kuşlardır. Sivas Taklacı Güvercinleri Sivas ırkı güvercinler başlarının küçük ve gagalarının ince olmasıyla bilinirler. Ön tepe yani gülde Sivas kuşlarında vardır. Sivas güvercinlerinde renkler bildiğimiz siyah, beyaz, mavi ve dumanlı renklerinin üzerine kınalı tabir edilen renkler gelmiştir. Kınalı çilli olanlarına Miski, gümüş çilli olanlarına çakmaklı ve rengi açık olanlarına Sabuni tabirleri Türkiye’ nin birçok yerinde güvercin besleyenler tarafından kullanılmaktadır. Çakmaklı dediğimiz renk türü mavi, sabuni ve miski dediğimiz renkler de kahverengi neslinden gelmektedir. Sivas ırkından hariç diğer güvercin türlerinde görülen sabuni ve miski renkleri farklıdır ve maviden gelmektedir. Sivas cinsi taklacı güvercinler Mardin ve Urfa kuşlarından daha az uçmayı severler, ancak oyunları daha sıktır. Çok alçak dalarlar, hatta daldıklarında ayakları yere değmeden kuyruklarını yere sürterler ve takla atarak yükselirler. Yükseldikleri mesafe Mardin ve Urfaya göre daha kısadır, ancak daha sık takla ne kadar iyi ise kuyruğunu yere sürme mesafesi o kadar uzun olur. Ankara Taklacı Güvercinleri Ankara güvercinleri ülkemizde beslenen en küçük evcil güvercin türüdür. Vücut, kafa ve kanatları fiziksel olarak diğerlerinden daha minyondur. Renkleri kirlidir, birçok renk çeşidi kirli ancak canlı renkler olarak görünebilir ancak kahverengi ve gümüş olanlarına rastlanmaz. Mavisi koyu tonlarda ve sislidir. Araplarında renk açıktır çoğu zaman koyu tonlarda değildir. Arap rengindeki Ankara cinsi taklacı güvercin kanatlarında yer alan şerit, siyah tüylerin üzerindeki renge rağmen belirgin olarak görünebilir. Bunun nedeni damarlarının aslında arap olmaması, bu siyahlığın koyu maviden gelmesidir. Kırmızı, portakal, şeker ve limonların üzeri her zaman gri, küle benzeyen bir ton ile örtülüdür. Bu renkleri taşıyan kuşların iyisinde kanat uçları ve kuyruklar saf beyaz olmamalı, gıri tonlarda bir beyaz olmalıdır. Bu damarlarının gerçek Ankara kuşlarından geldiğinin göstergesidir. Boz rengi Ankara ilimize ait bir renktir ve mavinin bir tonudur. Ancak, çoğu güvercin besleyen boz rengini sabuninin kirli hali olarak bilirler. Kahverengi de aynı şekildedir, açık kahverenginin aslında bildiğimiz kahverengi ile alakası yoktur, güvercinlerde kahverengi mavilikten gelmektedir. Ankara kahverengilerinde tüylerdeki ve kanatlardaki renk güneş ışığı altında biraz kayba uğrar. Ankara taklacı güvercinleri diğer taklacı türlerine göre daha sık takla atarlar. Yükselme mesefaleri kısa, fakat takla sayıları çoktur. Favori kuşlardır. Damarları Ankara da çok iyi korunmuştur. Günümüzde Ankara ilimizde bu taklacı güvercinlerin saf ırkından kuş bulmak mümkündür. Ankaranın en önemli özelliği ise performansıdır. Öteki ırkların aksine taklalarının arasında çok az bir zaman vardır ve çok daha sıkı takla atarlar. Her takladan sonra hafif çoğu zaman dikkati çekmiyecek kadar bir yükseklik kaybedip tırmanışa çıkar. Tırmanışı öteki ırklara nazaran biraz daha kısa fakat daha fazla kombinasyonla her takla atıp tırmanışa bir kombinasyon dersek doludur. Damarı sert olanlar delicesine takla atar ve kısa bir süre uçurulmayınca tutulur takladan uçamamak. Oyunlarının sertliği ve klasik fiziği ile benim en favorim olan taklacı türüdür. Ankara güvercin yetiştiricileri Türkiye’de belkide tek kendi ırklarına sahip çıkmış yörenin yetiştiricileridir. Bu ırkı pür halinde bulabilmek Ankarada oldukca kolaydır. Antalya Taklacı Güvercinleri antalya güvercinleri zamanla diğer ırktan kuşlarla eşleştirilerek ortadan kalkmışlardır. Fiziksel özellik olarak; göğüsleri dar, bacak ve boyun uzunlukları diğer cinslerden fazladır. Bu ırk ötekilerine göre daha dar bir göğüse sahip olup bacak ve boyun uzunlukları fazladır. Gagaları kısa boydadır. Renkleri çok canlı ve çeşitlidir. Hemen hemen her renkte Antalya cinci taklacı güvercin görülebilir. Ön, arka ve çift tepe bu kuşlarda önemli özelliktir. Uçuşları Urfa güvercinlerine benzer, fazla çekmezler. Çok yükselmeyi ve tek uçmayı severler. Oyunlarını havada, yüksekte yaparlar. Bu güvercinlerden günümüzde Antalya’da bulmak mümkün değildir. Sınır komşularımız Suriye ve Irak’ta bu nesilden güvercinler olduğu söylenmektedir Malatya Taklacı Güvercinleri Genelde iki renklidirler ve paçaları oldukca büyüktür 15-20 cm.. Malatyalar genelde tepelidirler. Performans bakımından ikiye ayrılırlar. Sekmeleyen Masanın üzerinden yere inmeleri çok zordur. Merdivenden çıkar gibi ayaklarını hareket ettirirler ve yukarı doğru çıkarlar. Sallanık Bunların farkı inmek için geldiklerinde direk inemezler beşik gibi sallanarak inerler. Ayak hareketleri yoktur. Her ikisininde taklasi boldur, yüksekte ve çok uçarlar. İlk bakışta zarif ve sportif Buharadan farklarından biri görünümde olan Malatya güvercini, birçok güvercin türünün tek tek sahip olduğu özelliklerin tümünü bünyesinde birleştirmiştir. Görünüş olarak birçok süs güvercininden daha alımlı olup, çoğunlukla tepeli kenküllü olmakla birlikte tepesiz olanlarda bulunmakta ve ayaklarında 15-20cm ye varan paçalar yani uzun tüyler yer almaktadır. Ayrıca onlarca, ilginç ve mahalli isimlerle anılan kırmızı kalkanlı, sırtı kula, gökağbaş, kulaağbaş, arap, arbeş, karakuyruk, kırmızı kalkan, yanıgök, pembe, karakuyruk vb. renk ve deseni bulunmaktadır Renk ve görüntü cümbüşünün yanı sıra birçok güvercin türüne taş çıkaran sportif özelliklere sahiptir. Hiç dinlenmeksizin on iki saate varan uçuş kapasitesine sahiptir. Yani eğitimli ve iyi cins bir Malatya güvercini hiç inmeden on iki saat havada değişik seviyelerde uçabilir ve takla atabilir. Büyüklerimiz geceleri inmeden sabaha kadar havada uçan kuşları için damlara pamuk ve su koyduklarını ve ateş yaktıklarını anlatırlar Taklacı adı verilen çoğunlukla Urfa ve Mardin kökenli güvercinlere parmak ısırtacak takla atma özelliğine sahiptir. İyi cins bir güvercin evin etrafında attığı her turda bir sıçrama yaparak 1 ile 5 arasında değişen sayıda takla atar. Ayrıca her yükseklik seviyesinde takla atma özelliğine sahiptir. Öyle çok takla atanlar vardır ki takla atmaktan kanatlarındaki damarlar patlar ve kanamaya neden olur. Posta güvercinlerine ulaşamasa da eğitimli ve cins bir Malatya güvercini 100km mesafeden atıldığında yuvasına dönebilmektedir. Büyüklerimiz Elazığ’dan Elazığ-Malatya arası 100km iddiaya kuş attıklarını ve kuşlarının geldiğini anlatmaktadır. Tabii ki anlatılan özelliklere sahip Malatya güvercinleri herkeste olmayıp, bu cinse yıllarını vermiş meraklı ve sayılı kişilerde bulunmaktadır. Kuşların maddi ve manevi değerleri, bu özelliklere ne kadar çok sahip olmaları ile artmaktadır. Bu güzel ve özellikli hayvanın diğer illere fazla yayılmamasının nedeni ise güvercin beslemenin ayıplığından dolayı reklamının yapılamaması ve diğer illerdeki güvercinseverlerin kuşumuzu görünce hemen önyargıya kapılarak süs güvercini olarak değerlendirmeleridir. Ama bu ve diğer nedenler kuşlarımızın diğer illere dağılmamasına ve Malatya’ya özgü olarak kalmasına neden olmuştur. MALATYA PAÇALILARINDA ARADIĞIMIZ TEMEL 4 ÖZELLİK VARDIR BU ÖZELLİKLER 1-KUŞLARIN YİĞİTLİĞİKÜMESİNE-EVİNE BAĞLILIĞI Aslında paçalı yetiştiricilerinin aradığı en temel özelliktir. Çünkü yetiştiriciler kuşlarını havaya bıraktığında kendi uçma yerlerini bırakmayan ya da başka yetiştiricilerin mevkilerinde bulunan kuşlara karışmayan, onlarla havada gezmeyen yani tamamen evini baz alarak havada kalan ve performansını gösteren kuşlara sahip olmak ister. Yiğitlikte ikinci esas ise kuşların uzak mesafelerde atımıdır.. 2-KUŞLARIN PAÇALARININ UZUNLUĞU Malatya Güvercinlerinin paçaları en fazla 16cm uzunluğundadır. Fakat paça uzunluğu yavru alma zamanları kuşlara engel olduğundan paçalarını belli zamanlarda kesmekteyiz. 3-KUŞLARIMIZIN RENKLERİ Malatya güvercininin süs güvercinleri ile karıştırılmasındaki ana sebeplerden biri de hemen hemen bütün renklerde ve desenlerde güvercinlerin bulunmasıdır. kırmızı, siyah,gök, küren, pembe, kula, boz, sıçansadece Malatya Kuşuna özgü bir renkvb… Tamamen aynı renklere sahip kuşlara kendi deyimimizce ZİL RENK ZİL GÖG YANİ TAMAMEN GÖG. 4-KUŞLARIMIZIN TAKLA ATMA VE HAVADA KALMA SÜRELERİPERFORMANSI Malatya güvercinleri bir sıçramadaTaklaya başlama anı 1-7 Arası takla sıklığı bulunmaktadır. Konya Taklacı Güvercinleri Taklambaç Fizik olarak Mardine çok yakın olan bu ırkımızın en büyük farkı gaga yapısıdır. Öteki ırklarımıza nazaran kısaca bir gaga yapısına sahip olup aynı zamanda sabit renklerde gelmesede genelde mavi renk ağırlıktadır. Antalya gibi havada oynamayı sever ve Konyalı kuşçular tarafından özellikle Ankara ve Sivas ırklarıyla kırılarak oyun aşağı indirilir. Bu tür kırma kuşlar üstün seviyede oyun sergiler. Taklambaç ırkı , düz oyunlu bir kuştur. Uçarken tek takla atar. Hiç takla atmayanları da vardır. Takla atanları daha tercih ırkında ayaklar paçalı olur. Çok nadiren paçasız olanları da görülür. Bunların kırma oldukları düşünülmektedir. Bu tipleri değersiz olarak kabul edilirler. Uçarken Mardin tipi taklacılar kadar yükseğe çıkmaz, orta yükseklikte bir saat kadar uçarlar. Ancak düzenli uçurulmaları halinde, uçuş özellikleri bakımından aynı Mardin taklacıları gibi yüksek ve uzun uçmaktadırlar. Ancak Mardin tipi taklacılarda görülen, sefere gelme ve fişekleme gibi bir oyun tarzları yoktur. Çorum Taklacı Güvercinleri Çorum Çıplağı Bu güvercinler uçuş özellikleri için yetiştirilen performans kuşlarıdır. Uçarken takla atarlar ve oyun yaparlar. Çorum çıplakları arasında damcı ya da havacı şekilde olanları bulunur. İçlerinden çok iyi oyunlu ve uzun uçan kuşlar çıkabilmektedir. Oyunsuz olanları tercih edilmez ve değersiz olarak görülürler. Uçuş özellikleri bakımından Mardin tipi taklacılara benzerler. Konya civarında Çorum güvercinlerine bu nedenle, “Çorumlu Mardin” denilmektedir. Yüksek uçarlar, özellikle ilk uçurulduklarında iyice yükselirler bazıları havada oyun yapar. Oyun sırasında 5-8 adet takla atarlar. Bazıları ise ilk yükselişten sonra bir süre yüksekte uçar ve yorulunca alçalmaya başlarlar. Alçalmasıyla birlikte yuvasının üzerinde oyun gösterirler. Kanatlarına oldukça hakim bir ırk olduğundan Mardin tipi taklacılar gibi iniş sorunları yaşamazlar. Kuş uçurmak için uygun yeri olmayanlar, balkonda güvercin yetiştirmek durumunda olanlar için gayet uygun bir ırktırlar. Çorum çıplakları bilinenin aksine fazla renk çeşitliliğine sahip değildirler. Çorum çıplaklarında görülen renk tipleri 4 tanedir. Bunlar sütbeyaz, gökala, siyahala ve çillidir. Bunların haricinde renk tipi bulunmaz. Çorum dışındaki illerimizde ve özellikle de Ankara’da her görülen paçasız güvercininin Çorum çıplağı olarak nitelenmesi gibi bir eğilim vardır. Bu doğru değildir. 1 Sütbeyaz Kuşun bütün vücut tüyleri beyazdır. Göz renkleri alacalıdır. Bu renk güneşte daha belirgin olarak fark edilir. Diğer renk çeşitlerine göre daha çok rastlanan bu güvercinlerin değeri biraz daha düşüktür. Süt beyazlarda diğer renk çeşitleri gibi fazla bir özellik aranmamakla birlikte fazla iri yapılı olmamasına ve göz kenarlarının beyaz kısmının belirgin olmasına dikkat edilir. Sütbeyazların “düz kafa” takka ve perçemi bulunmayan ve “sütbeyaz arka tepe” takkalı olmak üzere iki çeşidi bulunmaktadır. Arka tepeli olan bu renk çeşidine bölgede “sütbeyaz kekili” adı verilmektedir. Bu iki çeşidin haricinde sütbeyaz bulunmaz. Yani takka perçem olanı ya da sadece perçem olanları yoktur. 2 Gökala Yöresel olarak “govala” ya da “morgovala” adı ile bilinirler. Çorum çıplakları içinde yetiştiricilerin aradığı ayrıntılar açısından en fazla özelliğe sahip olan renk çeşitlerinden biridir. Bu nedenle yetiştirmesi zor ve zahmetlidir. Ancak bir o kadar da değerlidirler. Koyu mavi renkli bu güvercinlerin göz renkleri sarı ya da kırmızı olur. Bu güvercinlerde göz çevresi halkası beyaz ve biraz belirgin, gaga uzun ve çene küçük olmalıdır.
aranızda takla atmayan güvercinler var